bir sürü haller içinde...

8 Nisan 2014 Salı

ulaşlı

Bu aralar yie her şey üst üste... İş yoğun.. Yazılacak raporlar sıra bekliyor.. Tez de bir şekilde başladı, hale yola koyma çabası, okumalar falan.. Babaannesi izne ayrıldığından ;) annem bakıyor Ulaş'a.. Dolayısı ile akşamlar da sohbet muhabbet.. Yazmaya pek zaman bulamıyorum sözün özü.. Bir büredir unutmayayım diye not aldığım Ulaş marifetleri ile biraz haraketleneyim dedim ben de..

Buyrunnnn.......

Legoları üstüste koyup en yüksek kuleyi yapmaya çalışıyor. önce kareleri dizdi.. sonra eline büyük bir plaka şeklinde olan zemin üste koymaya çalıştı olmadı kızdı alta koyalam dedik koyduk.. sonra dikdörtgenleri bunun üzerine dizdi ve üçgenleri en üste yerleştirmeye başladı.. bu arada bir kare buldu.. ben onu da üste koymasını beklerken.. kaldırdı kulesinin yarısını ve karelerin üzerine kareyi koydu, kalanı tekrar koyup işine devam etti.. ben ağzım açık.. benzerlikleri farklılıkları fark etme, önemseme ve bu yönde davranma ne zaman başladı..


           İstiklalde bir tosbağ :))


Balıkçıdayız.. Mama sandalyesi yok.... bizimki oturduğu yerde oturmuyor.. Koltukta ayakta takılarak yemek yerken bir taraftan da yandaki yapma çiçeklerle oynuyor, yerine oturtamıyorum, en son refleks olarak en en istemediğim şeyi yaparak bak şimdi oradaki amca kızacak dedim.. :(( Ama yermi tospik.. Adamı gözlemeye başladı.. uzaklaşınca alıyor çiçekleri eline, yaklaşınca bırakıyor.. Tabi bize de oyun çıktı.. Ulaş geliyor adam, Ulaş arkanda, Ulaş bırak bırak.. Tepkilerini seyrede seyrede gülmekten öldük.. Böylece bir ebeveynlik hatasını daha çocuğumuza başarı ile uygulamış olduk..

Nerden çıkardıysa küsme çıkardı bu aralar (sanırım bunun sebebi, karşı komşunun 5 yaşındaki kızı zeynep) Böyle gözelerinin altından bakıp kenara çekiliyor, duruyor duruyor biz tepki vermeyince gülmeye başlıyor.. Hadi bakalım hayırlısı..

Sabah sabah kalktı, saatler değişmiş, gece umut ve çaresizlik arasında gide gele geç saate kadar oturmuşuz.. Yat biraz diyorum ama nafile, kalk deyip duruyor bana sonunda isyan etti.. karnını göstererek acıktııııııı diye dile getirdi derdini.. sıkışınca oluyormuş demekki çok da zorlamamalı :))

Erken bir doğumgünü kutlaması yapıyoruz.. İyiki doğdun anne öğretiyor Önder, bizimki nınınınınınıııı şeklinde.. beste tamam da güfte yok :))

Akşam vakti, koltuğun altına giren oyuncağını almaya çalışıyor.. A a a a diye diye.. Ama kolu ermiyor sinirleniyor, yardım edeyim annecim dedim.. aldım baktım A harfi.. yok canım tesadüfe bak.. aldı elimden bana gösterdi a a a yok yaa tesadüf.. gitti puzleına koydu yerinden (genelde, boşluklardan sığdırıp koyuyor, uğraşmıyor yerini bulmaya) bir taraftan da a diyor.. en son şaşkın sordum bu ne annecim AAAA!!!! hadi canım.. oğlan konuşmadan yazacak galiba.. artık yazıyla anlaşırız :))

Yemek hazırlanıyor, tv açık bizimki de izliyormuş haberimiz yok.. Babası kanal değiştirdi.. Kıyamet koptu, kumandayı gösteriyor, tvyi gösteriyor, bağırıp çağırıyor.. Ben geyik yapıyorum.. Aa aç oğlumun istediği kanalı.. mest oluyor.. bakıyor açılmıyor gene basıyor yaygarayı.. Ve abartısız yarım saat unutmadı, durup durup tvyi gösterdi.. Tv kavgaları biraz erken mi başladı?  :))

Sabah sabah anneannesi altını alıyor, bezi gösterip kaka yaptı!! diyor..  Öğlen uykusuna dalamadı bir türlü. Hadi yat bakalım dedim.. Totoyu gösterip, kakaaaaa.. şeklinde bir itiraz.. Altını alıp uyutttuk tosbiği..

Akranları ile buluşma düzenleyip, birlikte takılsınlar dedik ama.. Böyle ortamlarda oyuncaklara yan gözle bakmayan tosbağ arkadaşının kepçesine hayran kaldı almak isterken arkadaşı da hafifçe itti bunu.. Allaaamallaam.. Küstü, saklandı koynuma.. Bakmıyor, konuşmuyor.. Gururlu da ağlamıyor.. Ama nasıl bozuldu anlatamam.. Hatta, küskünlüğü geçtikten sonra da gitti yan masada tabletle oynayan çocuğa salça oldu.. Bizim masaya küstü.. Parkta kaynaştılar sonra ama, ilk hüsranını yaşadı tospağ..

Konuşmama inadı devam ediyor.. Canı isterse, her şeyi söylediğini fark ettim ama.. Uyku sersemi, su matarasını dizine çarptı: diz vurdu!!! şeklinde belirtti durumu.. su getireyim mi diye sordum matarasındaki su bitince, kafa sallamak yerine getir dedi.. Uyku sersemliği inat kontrolünü kaybettiriyor galiba :)) İşine gelince babasına da bababacım diyor, önne yerine..

Anneanne faktörü 3 günde etkisini gösterdi.. 1-2-3- ve 4'ü tanıyor artık.. Legoları da üstüste koymak yerine soyut heykel çalışmaları yapıyor.. Ayrıca daire de ismiyle tanıdığı ilk şekil... Kendi de tamamlayamasa da çizme gayretinde :)

Adamın kelime hazinesi çok tuhaf.. Sabah kucağıma alırken artık dar gelmeye başlayan badisinin çıtçıtı hafif bir sesle açıldı.. Bizimki gülüyor.. N'oldu annecim dedim.. Çıtçıt açıdııı..

Maçlar başlamadan, heyecanla istiklal marşı bekliyor.. Nınınını diye söyleyip, en sevdiği- sonunda alkış yapıyor zekten dört köşe.. En sevdiği şarkı istiklal marşı çocuğun :))

İstiklalde eyleme yakalandık, sıkışık tepişik gidemiyoruz.. Ulaş önce korktu, bunaldı.. Anneaa yapıyor sakinleştirmeye çalışıyorum.. o arada alkış koptu alkış yap annecim dedim dikkatini dağıtmak için başladı alkış yapmaya.. Neyse sıkışıklıktan çıktık, grup slogan atıyor, bizimki de kolunu kaldırmış, melodiyi tekrarlıyor :))

Velhasıl 23 ayda bitti bittiyor.. Kilo boy normal, sosyal olarak aktif ve rahat iletişim kuran bir çocuk.. Buna karşın konuşma da yürüme gibi olduğu halde olmuyor bir türlü.. İnat ediyor.. Üstüne de gitmiyoruz aslında ama.. Bakalım.. Konuşacak elbet :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...