bir sürü haller içinde...

27 Haziran 2014 Cuma

ateşli geceler :((

Başlığı okuyup altında romantik, müstehçen bir hikaye çıkacağını bekleme sevgili okur... Hayır hiçbir alt anlam, metafor falan içermeden, kelimenin tam anlamıyla bu aralar 2 senelik çocuklu hayatımızın ilk ateşli gecelerini geçirmekteyiz..

Tatili kazasız belasız bitirdik.. Lıkır lıkır, kovayla içtiği havuz sularına rağmen Ulaş'ı sağ salim eve getirdik gibi kendini bilmez, ukala yazılar yazmaya hazırlanırken İstanbul'daki ikinci günümüzde hapşırıklarla başlayan bu serüvenin bir kabusa dönüşeceği aklımın ucundan geçmezdi.. (burada bir es vermek isterim ki çocuğu sık sık ateşlenen anneler amaaan bu da birşey mi deme hakkına sahiptir) Ertesi gece uykudan ağlayarak uyandığında, hatta vücudunda hafif bir sıcaklık hissettiğimde bile fazla önemsemediğim, ateşini ölçmeyi bile sonradan akıl ettiğim doğrudur.. Zira alındığından beri geyiğine kendi üzerimizde denediğimiz, Ulaş'ta tatbik ettiğimizde 37'yi bulmayan skorlar aldığımız aletin doğruluğundan bile emin olamadım.. Bir anda beynimden vurulmuşa döndüm.. 38.8!!!! NE diyon lan sen dedim?? İnan olsun pilleri değiştirip tekrar tekrar ölçtüm.. (çocuğun kulak zarını yırtacam, 5 dakikada bir ateş ölçmekten :( Hayır koca gece ne yaptıksa 37,5'un altına indiremedik ateşi..

Dediğim gibi düşmeyen 40 derece ateşlerle uğraşan annelerin küçümseme hakkı var.. Hiiiiçbi şey diyemem.. Lakin bu durum bizim için bir ilkti ve Ulaş'ın ateşe dayanıklılığı konusunda tek bir fikrim bile yoktu.. Koca geceyi saatte bir alarm kurup kalkarak ve ateş ölçerek geçirdikten sonra, sabah kahvaltı sonrası doktora koşturdum hemen.. Bir taraftan antibiyotik alsın istemiyorum, bir taraftan ateşten korkuyorum, tamamen doktorun insafına bıraktım kendimi.. Allahtan doktorumuz da antibiyotik karşıtı da yeni başlayan grip için antibiyotiksiz ilaçlar verdi..

Doktor macerası da ayrı bir olay.. Sabah belki farklı bir ilaç verir diye çocuğu ilaç içirmeden doktora götürdüm ama bir anda yeniden kucağımdaki veletten dumanlar tütmeye başladı (nasıl abarttığım bir sonraki satırda anlaşılacaktır, sevgili okoyucu :) Bir taraftan da doğuma giren doktoru bekliyoruz.. Gidelim acilde ateşini öhlçtürüp gerekirse bir ilaç verdirelim dedik.. Acilin kapısına koştuk, içerde bir kızceğizin alçısını mı alıyorlar ne? Ellerinde vızıldayan dönen bir alet takılıyorlar.. Bİzimki kilitlendi oraya, ben de hem kız bağırıp çağırmadığı için önemsemedim, hem de hemşire arandığımdan üstüne düşemedim.. Tospik epey bi izledi manzarayı.. Sonra koltuk altına ölçek koydular, bizimki ilk etapta huysuzlansa da bunu düşürme annecim, ateşini ölçecek dememin ardından kolunu öyle bir sıkıştırdı ki ölçeği almalarından sonra bile ben söyleyene kadar öyle takıldı :))

Neyse 37 civarı ateşle o kadar da tütmediğini fark ederek doktora gittik.. Sedyeye yat yatmaz, kucağımdan ayrılmıyor, üstünü soydurmuyor.. Doktora gitmeyi seven velet bir anda sedyeden korkar oldu, (işte acil manzarası etkisi :) NEyse bir şekil muayeneden sonra, evdeki ilaçları yazan reçetemizle eve gittik (ben içim biraz daha rahat işe, Ulaş annemle eve) Gün boyu gayet keyifle vakit geçirip, yiyip içtikten, oyunlar oynadıktan sonra, akşam ben geldiğimde gözlerinin çapaklandığını gördüm.. Zaten kısa süre içinde ağzı burnu ve gözü akar hale gelip çocuğun suratının şekli değişti.. Yatmaya yakın yine 38 derece ateşle soyunup yatağa ve gece yine kalkıp kalkıp ölçmeyle geçti..

Bakalım bu gece bizi ne bekliyor... Bu da bizim ateşle ilk imtihanımızdır.. Valla allah bini sık sık yaşayanlara kolaylık versin.. Ben bu kadarla derbeder oldum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...