Ayyy evet ben gıcık bir insanım.. o kadar çok şeye ve o kadar sık gıcık olurum ki. Akşamları Önder'le birbirimze günümüzü anlatırken benim anlatımımin büyük bölümünü gicikliklarim oluşturur. 'metrobuste kızın biri...' 'yolda giderken adamın biri...' 'ayyy şurada şöyle bir şey...' Uzar gider bu.. gördüğüm, duyduğum, okuduğum, hissettiğim her şeye gıcık olma kapasitem var yani...
Hal böyleyken tabiki de bu annelik mevzularinda gıcık olduğum pek çok şey bulunmakta..
8 Şubat 2017 Çarşamba
7 Şubat 2017 Salı
Bu aralar
Bu aralar sürekli bir yarışma halindeyim. kendimle, dünyayla, en çok da zamanla... Doktora tezimi bitirmeye bu kadar az kalmışken en zor en yorucu bölüme girdim. ve zaman beni yeniyor galiba. yaş ilerleyip hayatın bambaşka alanlarında sorumluluk almışken çevrendekilerin beklentileri değişmiş hele de ihtiyaçlarını karşılamaktan yükümlü olduğun bir çocuk varsa yanında bu durum iyiden iyiye guclesiyor.
--------
Yani şu kısacık paragrafı yazmak bile aylar almışken ne diyebilirim ki.. Gerçekten çok
--------
Yani şu kısacık paragrafı yazmak bile aylar almışken ne diyebilirim ki.. Gerçekten çok
Etiketler:
2016dan,
doktora,
hayat işte,
ince memed,
katherine burdekin,
kitap,
okuduklarım,
okul,
okumak,
öğrenci anne,
öğrencilik,
swastika geceleri,
tez,
ursula leguin,
yaşar kemal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)