Hamaratlığım tuttu bu ara.
Mutfak da yani, abartı olmasın.
Aslında hep severim yemek (daha çok da tatlı) yapmayı ama bu tosbağ fazla zaman bırakmıyor.
Canım çekiyor nicedir çizkek. Hiç yapmadım şimdiye kadar evde. Aradım taradım netten buldum bi tarif baktım tam istediğim gibi değil başkası ile karıştırdım. Acıkın uydurmasyon ve enfes bi limonlu çizkek oldu. (Valla güzel oldu, sade ben demiyorum bkz. Önder de aynı fikirde)
22 Kasım 2012 Perşembe
yarım yıl bittiğinde...
Ulaş'la birlikte yarım yılı devirdik.
1 yılın yarısı çarçabuk geçiverdi. Kah söylendim, kah sinirlendim. Bazen kaşımda duran mucizeye baktıkça gözlerim doldu, bazen susmayan ve uyumayan küçük canavar sinirden ağlamama sebep oldu.
PS: Yüzündeki bıkkın ifade hep foto hep foto der gibi olsa da sever aslında kameraları tosbağ :))
Etiketler:
annelik,
ay/yaş dönümleri,
büyüme,
çocuk,
Ulaş
19 Kasım 2012 Pazartesi
tatlı yiyelim tatlı yaşayalım
Tatlı en sevdiğim şeylerden biridir hayatta.
Hiç atlamam tatlı seanslarını. Hayatım boyunca aldığım tüm kiloların müsebbibidir tatlılar. "Ben sana dayanamaaam" şeklinde bakarım çikolatalı pastalara her daim.
Bir de mum üflemeyi severim çocukluktan beri. Tüm arkadaşlarımın/ kardeşlerimin/ eşin dostun doğum günü fotolarında büzüşmüş dudaklarımla çıkmışımdır.
Velhasıl pasta mumu üfleyip, kutlama yapma fırsatını asla ve kat'a kaçırmam/ kaçırtmam.
Gene öyle oldu. Boru mu afedersiniz çucuğum tammmmm yarım yaşına varmış, ben kutlamayayım da kimler kutlasın a dostlar.
Hiç atlamam tatlı seanslarını. Hayatım boyunca aldığım tüm kiloların müsebbibidir tatlılar. "Ben sana dayanamaaam" şeklinde bakarım çikolatalı pastalara her daim.
Bir de mum üflemeyi severim çocukluktan beri. Tüm arkadaşlarımın/ kardeşlerimin/ eşin dostun doğum günü fotolarında büzüşmüş dudaklarımla çıkmışımdır.
Velhasıl pasta mumu üfleyip, kutlama yapma fırsatını asla ve kat'a kaçırmam/ kaçırtmam.
Gene öyle oldu. Boru mu afedersiniz çucuğum tammmmm yarım yaşına varmış, ben kutlamayayım da kimler kutlasın a dostlar.
14 Kasım 2012 Çarşamba
çocuk sahibi olmanın....
Noktalı yer pek çok şekilde doldurulabilir.
Örneğin "taaa" diye başlanabilir, gerisi malum.
"en kötü tarafı" denilebilir, bağlanmadan, yorgunluktan, gezme-dolaşma kabiliyetinin azalmasından, kendine zaman ayıramamaktan, kitap okuyamamaktan, ders çalışamamaktan, sevdiğin dizilerin yeni sezonları başlamışken izleyememekten (bkz: fringe), beklediğin filmler gelmişken gidememekten, sefgilinle iki kelam edememekten, yalnız kalamamaktan, vazgeçememekten, geri iade edememekten, karışık duygular içinde debelenmekten, endişe ve paranoyalarda tavan yapmaktan ve bunlar gibi pek çok pek çok sorun sıkıntıdan dem vurulabilir.
Ama bu yazıda noktalı yere "EN GÜZEL TARAFI" kalıbını tercih ediyorum (pozitifim bugün) :)
Örneğin "taaa" diye başlanabilir, gerisi malum.
"en kötü tarafı" denilebilir, bağlanmadan, yorgunluktan, gezme-dolaşma kabiliyetinin azalmasından, kendine zaman ayıramamaktan, kitap okuyamamaktan, ders çalışamamaktan, sevdiğin dizilerin yeni sezonları başlamışken izleyememekten (bkz: fringe), beklediğin filmler gelmişken gidememekten, sefgilinle iki kelam edememekten, yalnız kalamamaktan, vazgeçememekten, geri iade edememekten, karışık duygular içinde debelenmekten, endişe ve paranoyalarda tavan yapmaktan ve bunlar gibi pek çok pek çok sorun sıkıntıdan dem vurulabilir.
Ama bu yazıda noktalı yere "EN GÜZEL TARAFI" kalıbını tercih ediyorum (pozitifim bugün) :)
3 Kasım 2012 Cumartesi
sinemaaaa
Ulaş doğduğundan beri en çok özlediğim şey sinemaya gitmek.
Hayır film izlemek zinhar değil, zira film izliyoruz. Gerek dicitürkten gerekse hariciye "indirdiklerimizden".
İzliyoruz işte film, eski-yeni izliyoruz.
Ama sinema başka, çok başka.
Üniversite yıllarında haftada 3 kere giderdik de 4 olsa hayır demezdim.
Hayır film izlemek zinhar değil, zira film izliyoruz. Gerek dicitürkten gerekse hariciye "indirdiklerimizden".
İzliyoruz işte film, eski-yeni izliyoruz.
Ama sinema başka, çok başka.
Üniversite yıllarında haftada 3 kere giderdik de 4 olsa hayır demezdim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)