Gece yatırıyorum, git diyor bana, 1-2-3 en sonunda yumurtladı tospik: anne benim oda gitttt..
Önder'le çamaşır makinası için bunun eşyalarını ayırıyoruz:
Ö: (Ulaş'ı göstererek) bunu da makinaya at..
E: evet atmam lazım, leşşş gibi olmuş..
U: ı-ıh (surat da buruşuyor)
E: nasıl temizleyeceğiz o suratı?
U: (gayet cool) mendiyll!!!!
-Tabi ya nasıl unutmuşuz :))-
Araba broşürü inceliyor. Herkese bir araba seçiyor.. Menimm, baba, anne, anneanne, babaanne, dede, B. dede, amca, dayı....Oğlum o kadar paramız yok.. Hepsini alamayız.. U: banka???
Çocuğa tv izletmeyin diyenlere gelsin.. (Ki biz de izletmedik 2 yaşına kadar, halen çok izlemesinin sakıncalı olduğunu düşünüyorum o ayyyrı) Tosbağ tv izlemeye başladığından beri çenesi açıldı.. Öyle garip sözcükleri yineliyor ki.. Ben de hemen anlamını söylüyor, hatta gösteriyorum :)) Bitki!! mesela.. Koca yazı bitki toplayarak geçirdik.. Şimdi de reklam hastası oldu.. En sevdiği reklam da İş Bankası reklamı (reklam olmasın ama) durup durup işşş banka diyor, nerde logosunu görse tanıyor.. Bir gün gene işş banka şeklinde konuşurken, biliyor musun, O. dayın eskiden işbankasında çalışıyordu dedim.. Başladı bennn??? Sen de mi iş bankasında çalışacaksın, hı-hıı, iş arkaaş.. Dayısı ile iş arkadaşı olacakmışşş :))
Babaannesini parmağında oynatıyor ya.. Sabah kahvaltı etmiyor, ben de hadi'liyorum.. Anne iş gitt :)) Ooooldu canım!!!
Babaannesi geldi, dedesi gelmedi.. Üzerinize afiyet dedesi okey oynuyormuş, ondan gelmemiş.. Öyle buyurdu tospiş: B.dede arkaaaş, taşş (okey)..
Ulaş kalbimin neyisin? içi, ciğerimin? köçe..
Kavramların pek çoğu halloldu ön-arka, iç-dış, alt-üst, boş-dolu, anne araba kullanacakmış önde oturacakmış, Ulaş arkaaaa.. Sayılar da epey iyi durumda, 8-9 arada fire verse de 20'yi bile keşfetti.. Renkler de hep olmadık renkleri söylüyor.. Mor, turuncu, kahve, gri..
Limon kapmış masadan kemiriyor, acı acı diye bırakıyor, hayır acı değil annecim ekşi diyorum, düzeltme geliyor, ekişşş!!!
Bayramda para verenler oldu.. inanılmaz sevindi. Eti kek (süt burger) alacakmış.. Tabi kumbarasına atmak üzere el koydum dışarı çıkarken para istedi.. 1 lira verdim.. Baktı paraya fırlattı yere abi paaa!!!
Bayramda adet olduğu üzre tv açık.. Tospik etrafta takılıyor.. Bizden uzaklaşıp, kolları iki yana açmış.. Kendi kendine şarkıya eşlik ediyor.. Ankaaa bağğğ büküm bükümmm...
Efenim bizim evde Ulaş doğduğundan beri (hatta doğum öncesi başlayan) ufak bir (aslında kocaman ama neyyyse) bir çatışma var Önder'le aramızda.. Fenerli mi olacak, Beşiktaşlı mı?? Bendeniz koyu bir Beşiktaş taraftarı olarak karnıma kulaklık dayayıp marşlar mı dinletmedim, tüm dayıları da seferber edip kartal golgol mu öğretmedim... Ama yok yine babaya torpili işliyor.. Febahçe şeklinde geziyor küçük holigan.. Cafede oturmuş kahve içiyoruz, bu tospağ zibidisi de taş topluyor.. Tutturdu kucağına al diye.. Aldım.. Geldi kulağıma.. Febahçe dedi.. Hiiç tınmadım, görmezden gelirsek davranış söner ya.. Tuttu kafamı kendisine çevirdi: duyduu?? Duydum ama ben onu sevmiyorum dedim.. Bu sefer tekrar kulağıma: febahçe kahkahkah.. pisss
İnat halen devam.. Bu süreç aslında bana ilerisi için de ipuçları veriyor.. Üstüne çok gidilmesinden hoşlanmayan ve hataya tahammülü olmayan bir çocuk.. en fazla bir kaç düzeltmeye izin veriyor, sonrasında susuyor.. adını halen U söylüyor mesela.. üzerine fazla gidersek onu da söylemiyor.. Sayıları bildiği halde yanlış söylüyor ve inat ediyor.. (bazen) Kendi kendine öğreniyor, bir şey öğretmek istediğimizde bizi mutlu etmek için bile yapmıyor.. Sizi tınmıyorum havalarında.. Tabi terrible twonun da etkisi var ama, az çok mizaç böyle.. İşimiz zor galibaaa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler....