Pek çoğumuz için ömür süremiz içinde ilk defa karşılaştığımız, hiç alışkın olmadığımız bu durağanlık önce şiddetli bir sallantı yarattı ruh dünyamızda. Sürekli koşturmaya alışan kaslarımız titredi, sürekli gereksiz konular düşünen beynimiz komplo teorilerine sardı, sürekli konuşan ve laf anlatan çenemiz sosyal medyada arayışa girdi. Ne yapacağım ben bu on altı saati dedik uyandıktan sonra.
Yeme, içme, uyku düzenimiz değişti, daha çok yemeğe, daha fazla içmeye meylettik belki. yatkın olduğumuz veya yaşadığımız bağımlılıklar pekişti.Sürekli olarak "yararlı bir şey yapma" baskısı geldi çöreklendi göğsümüzün ortasına, patatesi böldük balkonda duran saksılara ektik, ekmekleri, hamur işlerini yaptık yaptık yedik, yogaya, meditasyona, dizilere sardık.