bir sürü haller içinde...

31 Aralık 2014 Çarşamba

bilanço 2014

Bu senenin bilançosuna gelelim artık.. Neler oldu 2014'te kendi kişisel tarihimizde..

Öncelikle 2014'e veda yılı demek istiyorum.. 2014 bizim ev en çok da evin baş kahramanı Ulaş için bir vedalar dizisi oldu (silsilesi mi demeliydim yoksa :)..



Daha yılın ilk günlerinde memeyle vedalaştı (k).. Benim için de sancılı bir süreç olsa da o kadar da zorlandık diyemem.. Yeni düzene çabuk adapte olduk.. Arada meme? sorguları gelse de; bitti söylemini kabullendi kısa sürede... Bir süre özellikle öğlen sütünü biberonla içse de o da uzamadan bitti.. Sorgulamadı bile.. Yemek yiyordu, bardaktan süt içiyordu zira..


30 Aralık 2014 Salı

bu senenin kitap bilançosu

2014'ün kitap bilançosuna yeni (yada anca mı demeli) keşfettiğim yazarlarla başlamak isterim..

Bunların en birincisi Ayfer Tunç; türk edebiyattan son yıllarda açıkçası oldukça kopmuştum.. Yeni yazarlara önyargıyla yaklaşıyor, eski-yeni yazarları ise fazla tanımıyordum.. Reklam kampanyalarının kendimde gözle görünür etki yarattığı tek olgu Ayfer Tunç'tur belki de.. Canımı sıkan, moralimi bozan bir haber-reklamın ardından, Can yayınlarının kapağını değiştireceği ilk yazar olarak tanıdım Ayfer Tunç'u.. Sonra başka başka yerlerde rastladım kitap eleştirelerine.. Merak ettim.. İşte reklamın amacı ve başarısı :)) Neyse. İlk dünya ağrısını okudum doğal olarak:)) Ve çok etkilendim.. Buyrun yazısı burada.. Her zaman olduğu gibi, beğendiğim bir yazar bulunca bokunu çıkarma alışkanlığımla devam ettim Ayfer Tunç hayallerine.. Kapak kızı, bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi bu senenin Ayfer Tunçları.. Evde bekleyen suzan defter 2015te yer bulacak kendine..

Bir yeni tanıştığım yazar da İhsan Oktay Anar.. Ciddi ciddi fanları olan arkadaşlarıma rağmen osmanlıca dil yapısı nedeniyle pek kıymet vermediğim, anlatılarında bir din fanatikliği olduğunu düşündüğüm İOAya karşı oldukça mesafeli ve önyargılıydım..Evet önyargılarımı yiyeyim.. Çok şey kaçırmışım bu güne kadar içine girmesi zor da olsa öykülerindeki eleştirel ve ironik tarz çok geçmeden beni de etkisi altına aldı.. İlk okuduğum puslu kıtalar atlasının etkisiyle tabiki devamı geldi.. kitabül hiyel ve galiz kahraman'dan sonra yedinci gün de bu senenin listesine girecek gibi.. elimi çabuk tutmam lazım ama.. :))

26 Aralık 2014 Cuma

ulaşın kütüphanesi

Bu senenin.. yazılarına Ulaş'ın kitapları ile başlıyorum sevgili okur.. Halen bu senenin.. başlığından gına gelmediyse buyrun..

Öncelikle Ulaş'ın bu sene kitap konusundaki algı değişikliğine değinmeliyim sanırım.. Geçen yıl o kadar uğraşmama, okurken şekilden şekile girip, totomu yırtmama karşın, kitapların yenmeyecek, yırtılmayacak, karalanmayacak değerli şeyler olduğunu; içlerinde çok keyifli hayatlar olduğunu anlatmakta oldukça güçlük çekiyordum. Bakınız uzun uzun anlattım zaten geçmişte :))

Ama 2 yaş bittiği anda -abartmıyorum- bir şeyler oldu.. Sanki oğlana vahiy falan geldi.. Kitaplara ilgisi, sevgisi arttı.. Onları yeme, yırtma, karalama davranışları azaldı.. Soru sormaya başladı.. Önceleri soruları bu ne? iken, son zamanlarda niye ki?ler başladı.. Okuduğumuz kitap 1ken 3e çıktı, bazen de aynı kitabı 3 kere okuma talebi çıktı..


Ulaş'ın 2014te en sevdiği kitaplar:

23 Aralık 2014 Salı

bay beceppp

Bu aralar Ulaş'la fena takıldığımız bir program var.. Bay beceriklinin kamyonu.. Pepee mepe hepsinin pabucu dama, biz ailece dıy'cıymışız da haberimiz yokmuş.. :)) Bay becep aşağı, bay becep yukarı..

Bay becep boyaları alındı, iş kutusu edinildi ve başladık evde faaliyet çalışmalarına..

Şimdiiii... Şunu peşin peşin söyleyeyim.. Kaliteli zaman kavramının çıkış sebebi çocuğun yanında ne kadar durduğun değil ona değer verdiğini ne kadar hissettirdiğindir anlayışıdır.. Bunun bir yöntemi de birlikte bir şeyler üretmek olduğundan -ve pek tabi bu üretim duygusal olduğu kadar bilişsel ve motor gelişimine de katkı sunduğundan- ev içi aktivite/faaliyettir. Bu faaliyet işi çok komik bir mevzu bence.. Biz uzuuun zamandır evde boyama, resim, yazı, kalem-kağıt işleri yapıyoruz.. Ama olaya hiç çocukla kaliteli zaman olarak bakmadım, aklıma bile gelmedi.. Zira bence beraber oturup çizgi film izlemek bile kaliteli zaman olabilir..


12 Aralık 2014 Cuma

ulaşlı yazılar

Bu ara o kadar çok şey oluyor ki bizim evin Ulaş cephesinde, yazmaya yetişemiyorum.. Not aldıklarım dışındakileri unutuyorum.. Sonra yatarken aklıma geliyor, sabah yazarım diyorum yine unutuyorum ve böyle böyle yazmayı erteliyorum.. Bir yerden başlamalı ama artık..

Bizim tospik bu aralar pek fena fikir sahibi.. Durup durup bir fikri var diyor ve bir icat çıkarıyor.. Geçen mutfaktayım.. tutturdu: yemek yapma, dışarı yemeğe gidelim.. giydir gidelim.. Nasıl da ısrarcı..

Fenerbahçe maçı var.. Babası formasını giydi her zamanki gibi :(( bu arada bizimkinin adaşı bir abisi tarafından kendisine verilen forma da dolaptan düşüvermiş.. (tospik görmeseydi atıverecektim ama maalesef direk kendisine verilmiş, ben yokken) tabi baktı ki babasınınkinin aynısı ben de isterim diye tutturdu.. Önder -yine de incelik yapıp annene sor dedi ama, kriz kaldıracak halim olmadığından istemeye istemeye onay verdim- giyinip geldi sıpaşko.. Febahçe giydi bis, febahçe giydi bis.. şeklinde sevinç nidaları eşliğinde oturdu babasının yanına bir kendine bakıyor bir babasına.. evde bir kabusum oluyor derken senin kartal tişörtün de var biliyor musun dedim.. tutturdu giydir diye.. ertesi gün maç sırasında giymek üzere anlaştık.. ben unutsam da o unutmadı.. maçın başlamak üzere olduğunu fark eder etmez kağtal tişöğ giydiğ.. dedi.. kendisininkiyle aynı bir tişörtüm olmadığından biraz hayal kırıklığı yaşasa da kağtal giydi bis nidaları ile ortalılığı inletmekten geri durmadı.. (kendime not: acilen oğlana beşiktaş forması alınacak!!!)



Anneannesi İstanbul'a teyzeme geldi.. bize gelmesi biraz güç olduğundan haftasonu yanına gideceğiz..

5 Aralık 2014 Cuma

yalan yanlış

Aslında üzerinde yazmayı pek de düşünmediğim bir romandı bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi, başlarken.. Ziyadesiyle yazı vardı zaten hakkında.. Onların söylemediği ve söyleyeceğim ne olabilirdi ki.. Bakınız makaleler bile var (gerçi çoğul eki fazla oldu gibi ama başka da vardır eminim)

Yani insanlar bilimsel çalışmalar yaparken benim şahsi fikirlerim bu koskoca yerküre çok küçük bir yer kaplayacaktı.. Ayıp olacaktı gibi gelmişti -başlarken... Okuduktan sonra da ilk etapta aynı fikirlerim devam haldeydi.. Ama sonradan bir şey oldu.. Goodreadsteki yorumları, hele de türü (karnavelesk-miş) gereği olağan olan bir karakter üzerine yoğunlaşmayan yapısına yönelik eleştirileri görünce, okumadan az biraz incelemenin iyi bir şey olduğunu fark ettim..

sabah sabah bir de fotoğraf çekeyim dedim.. acelesi anca böyle..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...