bir sürü haller içinde...

30 Aralık 2012 Pazar

Sevdalınız ODTÜ'lüdür


ODTÜ'lü olmak başkadır.

Yok! Tarihinden, kalitesinden, prestijinden, eğitiminden, kültürel ve sosyal yapısından bahsetmeyeceğim...

Hayır! Son dönem popüler gündem değiştirme malzemesi olaylarına da girmeyeceğim!

O müthiş reklam filmi bile değil derdim...

Benim derdim, benim ODTÜ'm... ODTÜ'deki bireysel tarihimdir bu yazının konusu...

29 Aralık 2012 Cumartesi

bilanço 2012


Çoook uzun zaman günlük tuttum.

Okumayı bilmediğimden beri. Oturturdum annemi, yazdırırdım, "sevgili günlük bugün....".

Öğrendim kendim yazdım herallahıngünü. Haftaiçi okul vs falandı da bazı haftasonları "sevgili günlük bugün hiçbir şey yapmadım" şeklinde yazılarım vardı.

Yaptıklarımdan gayri yapmadıklarımı da yazardım yani :)

Zamanla yazma sıklığım azaldı. Haftada bir kaç, ayda birkaç, bir olay olduğunda, ancak her yıl sonu mutlaka "bilanço" çıkardım.

Bazen gecikse de birkaç gün/hafta/ay, her yıl mutlaka çıkardım.

26 Aralık 2012 Çarşamba

sümüklü tosbağ

Geçen hafta sonu idi. Metrobüslere, yorgunluğa, çalışmaya... alşıkın olmayan bünyeM bir miktar nezlemsi süreçlere gark olmuş idi. Dinlenip mandalina, portakal, ıhlamur, bal... toparlarım hemen

                                                                                                                  dedim-di.....

Tabi ki evdeki hesap çarşaya uymadı. Olmadı. Tosbağya da geçti nezle. Burnu tıkandı.  koca bir hafta sonu gece ve gündüz uyku yok hiç birimize :((

Dinlenmek hak getire tabi. Tabi de.. Dinlenmeden iyileşilmiyor ki...

Neyse ki ateş yok. Ulaş'ta da bende de... Ama burunlar felaket :)) Benim beynimin burnumdan çıkmasına ramak kaldı.

Ulaş'a gelirsek çingene çocukları gibi, burnundan ağzına iki uzun yolu var :))


sümüklü tosbağ define peşinde :))


25 Aralık 2012 Salı

7. ay

Ulaş 7. ayını bitirdi.

Artık benim dışımda kaynaklardan da besleniyor, menümüze en son sebze çorbası eklendi. Havuç, patates ve pirinçten oluşan blendır çorbadan oldukça keyif aldı.

Şu an içine eklenmiş brokoli ve zeytinyağı da keyfine keyif katıyor tosbağnın...

Meyve menüsüne kivi de eklendi. Muz kadar olmasa da onu da severek yiyor.
                  

20 Aralık 2012 Perşembe

sosyal medya insanı değilim

Sosyal medya insanı olamadım. Neredeyse  10 yıldır öğrenemedim gitti sosyal medyayı.

Facebook kullanıyorum, twitter'ım var, blog bile yazıyorum ama yok sosyal medya insanı değilim işte. Yapı meselesi galiba bu.

Facebook'ta sadece oyun oynarım desem yalan olmaz. Arkadaşlarıma bile yorum yapmam fazla. Durum güncelleme ise ayda-yılda bir. Ara sıra fotoğraf yüklesem de etiketleme yapmakla uğraşmam fazla.

Twitter'a gelince başkalarının sözlerini yazmaktan, aforizmalardan, hoşlanmıyorum. Kendimi yazı ile ifade etmeyi sevsem de o dar alanda, üstelik samimeyetsiz bulduğum ortamda anlatacaklarım fazla değil.

Fotoğraf çekmeyi de unuturum sıklıkla.

Hatta her yediğini içtiğini çekip paylaşanları anlamakta güçlük çekerim.

Evet her yerde var adım.

17 Aralık 2012 Pazartesi

pazartesi sendromu

10 yıllık çalışma hayatım boyunca öyle ahım şahım "pazartesi sendromu" yaşamadım. Elbette haftasonu öğleden sonralara kadar uyuduktan sonra pazartesi sabah erken kalkmak zorlasa da, sevdiğim işi, sevdiğim şekilde yapmak beni mutlu ediyordu. Sabah kalktıktan sonra keyifle gittim hep işe.

Okulu da hep sevdiğim için öğrenim hayatımda da sorun olmadı "pazartesi"ler.

Tabi eğlenceli haftasonları gibi değildir.

Ya da cuma'nın umutlarını taşımaz.

Pazartesi despot gündür sonuçta. Erken kalkmaya zorlar, çalışmaya zorlar, rejime, düzene, kurallara zorlar.

Ama öğretmen çocuğuyum ben. Kuralcıyımdır. Öyle zoruma gitmez kurallara uymak yani (tek erken kalkmak olmasa :) Sevdiğin bir şeyi huzurla yapacak olmak, işe yaramak, üretmek, yeniden düzene girmek... güzeldir.

Sonuç olarak yaşamadım hiç pazartesi sendromu....

Ta ki bugüne kadar...

6 Aralık 2012 Perşembe

iş başı yaklaştıkça...

"Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda" tadındayım...

Durup durup ağlıyorum, Ulaş'a bakıp ağlıyorum, durup gene ağlıyorum...

Ben ne kendini bilmez, ne ukela, ne şapşalmışım meğer...

Ben ne de bir halt sanarmışım "bağımsızlığı", ne de büyük büyük konuşur, nasıl da hiç bilmezmişim bir gülüşe bağımlı olmayı....

Depresyondayım a dostlarrr....

4 Aralık 2012 Salı

ek gıda serüveni

Efenim malumunuz Ulaş tosbağsı 6 ayını bitirdi. Artık annesinin sütü yetmezmiş, başka şeyler de yemeliymişşşş. (bu arada şair ben çocuğuma yetmiyor muyum sendromu yaşar evvela)

Bu "ek gıda" işi resmen bir macera...

Ulaş'ın yemekle imtihanı isimli soyut çalışma (soyut kısmı daha çok yer ve koltuklarda)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...