7 ve 7 li sayılar hep en sevdiklerimdir.
2007de Önder'le tanışmış, aşık olmuş ve ve ve ve öykü belli işte sonunda evlendik. 17de doktor oldum. Hayatımın önemli değişimleri yani.. Ya da değişimlerin ilk adımları.
18 sayısı aynı hissi vermiyor bana ama 17nin de memlekete ve dünyaya hayır vermediği düşünülürse hadi bari bu sene dünya sakin olsun, huzurlu olsun diye diliyorum.
Bu yıl, yani 2018de dilek, istek ve mecburiyet olarak Ulaş'a iyi bir okul bulmamız gerekiyor. Baya çetin bir yıl olacak yani bu anlamda. En iyi olanla karşılaşmayı dilemekten başka çarem var mı? Çünkü tüm araştırmalar, kendini yemeler boş kalıyor sonuçta. Her şey bildiği yere varıyor (ben ne zaman bu kadar determinist oldum, silkeleneyim bir :)
Okul dışında kafamızda yaşadığımız semti de değiştirmek var. Bu sebeple bu yıl bir de ev arayışı içinde olacağız. Bakalım bunda da hayırlısı :)
Bu yıldan kendim için dileğim doktorayı bitirdiğim sırada kafamda olanları hayata geçirebilmek. Bunlar için adımlar atabilmek, üzerimdeki tembellik battaniyesinden sıyrılabilmek.
Bunlar dışında en büyük dileğim sağlık tabi ki. Tüm aileme ve annemin deyimi ile cümlesine.
Bir de sigarayı bıraktıktan sonra yakama daha bir sıkı sarılan kilo alma korkusunun yersiz çıkması.
Başka? Başka? Çok da başka bir şey yok aslında, değişmesin fazla, herkes sağlıklı mutlu olsun. Ne diyeyim başka :)
29 Aralık 2017 Cuma
20 Aralık 2017 Çarşamba
bilanço 17
Vay bee...
2017 de bitiyor. çok değil birkaç yıl önce bu yılların geleceğini hiç düşünmezdim. Kıyamet falan kopar sanıyordum galiba.. İnanılmaz ama hala dönüyor dünya. Her şeye rağmen.
2017de neler oldu. Zavallı dünyada ve bahtsız memleketimde değil benim küçük minik kendi dünyamda..
En önemli ve farklısı doktor oldum. Yani tezimi bitirmeyi, teslim edip savunmayı başardım ve doktor ünvanını adımın önüne ekledim. Ama tabi her zaman olduğu gibi tüm heyecanlı plan ve hayallerime karşın bu ünvan ve sürecinde edindiğim bilgiler bana ve insanlığa pek bir şey katamadı -henüz diyelim buraya, belki 18de kim bilir?
Başka ne oldu 2017 yılında. Aslında olan pek de bir şey yok. Yani değişen bir şey yok. Zaten aslına bakarsanız 35ten sonra bana bir haller oldu. Değişimden korkar oldum. Her şey böyle kalsın, zaman dursun, pek bir şey değişmesin ister oldum. Sanki değişim hep kötüye doğru olacakmış gibi bir karamsarlık, sanki hayatımda zirveye çıkmışım gibi bir ukalalık, öyle karman çorman saçma sapan bir ruh haline girdim yani :)
2017de Ulaş bir yaş daha büyüdü. Beraber yaptığımız şeyler arttı. Sinemaya gittik bol bol. Bir sürü kitap okuduk. Gezdik.
Ayy gezmeleri ayrı anlatmak lazım bu sene iki ülke 4 şehir yaptık ve çok ama çok güzeldi.
Bu arada dip not: Ulaş gerçekten tam yol arkadaşı yapılacak çocuk, ama fazla müze gezmeyeceksen, müze fazlası arızaya yol açıyor- şimdilik. Yazın Midilliye gittik birkaç günlüğüne ve hayatımın en sakin en dinlenceli yurt dışı tatili oldu. Sonbaharda da İtalya -Roma, Floransa ve Venedik. dediğim gibi daha uzun anlatmalı bunları. Çok keyifli ve güzel tatiller oldu.
2017 de bitiyor. çok değil birkaç yıl önce bu yılların geleceğini hiç düşünmezdim. Kıyamet falan kopar sanıyordum galiba.. İnanılmaz ama hala dönüyor dünya. Her şeye rağmen.
2017de neler oldu. Zavallı dünyada ve bahtsız memleketimde değil benim küçük minik kendi dünyamda..
En önemli ve farklısı doktor oldum. Yani tezimi bitirmeyi, teslim edip savunmayı başardım ve doktor ünvanını adımın önüne ekledim. Ama tabi her zaman olduğu gibi tüm heyecanlı plan ve hayallerime karşın bu ünvan ve sürecinde edindiğim bilgiler bana ve insanlığa pek bir şey katamadı -henüz diyelim buraya, belki 18de kim bilir?
Başka ne oldu 2017 yılında. Aslında olan pek de bir şey yok. Yani değişen bir şey yok. Zaten aslına bakarsanız 35ten sonra bana bir haller oldu. Değişimden korkar oldum. Her şey böyle kalsın, zaman dursun, pek bir şey değişmesin ister oldum. Sanki değişim hep kötüye doğru olacakmış gibi bir karamsarlık, sanki hayatımda zirveye çıkmışım gibi bir ukalalık, öyle karman çorman saçma sapan bir ruh haline girdim yani :)
2017de Ulaş bir yaş daha büyüdü. Beraber yaptığımız şeyler arttı. Sinemaya gittik bol bol. Bir sürü kitap okuduk. Gezdik.
Ayy gezmeleri ayrı anlatmak lazım bu sene iki ülke 4 şehir yaptık ve çok ama çok güzeldi.
Bu arada dip not: Ulaş gerçekten tam yol arkadaşı yapılacak çocuk, ama fazla müze gezmeyeceksen, müze fazlası arızaya yol açıyor- şimdilik. Yazın Midilliye gittik birkaç günlüğüne ve hayatımın en sakin en dinlenceli yurt dışı tatili oldu. Sonbaharda da İtalya -Roma, Floransa ve Venedik. dediğim gibi daha uzun anlatmalı bunları. Çok keyifli ve güzel tatiller oldu.
Etiketler:
ben,
bilanço,
çocukla yurtdışı,
çocuklu hayat,
hayat işte,
ömür dediğin,
yılsonu
6 Aralık 2017 Çarşamba
anne kitapları
Kitapçı dolaşmaya bayılırım. Genelde kitap alışverişini internetten yapsam da kitapçılarda dolanıp yeni çıkanları, indirime girenleri falan incelemek, kitapların arasında dolaşmak hoşuma gider. Ayrıca küçüklüğünden beri Ulaş kitapları paketle kapıya gelen sürprizler olarak algılamasın; görsün, dokunsun, koklasın istedim. Tabi büyüdükçe, kendisinin seçmesini, oturup, incelemesini, hayal etmesini istemem de bunda etkiliydi ve hemen her zaman girdik kitapçılara.
Son günlerde raflar arasında dolaşırken sürekli olarak karşıma anne blog yazarlarının kitapları çıkıyor. İçime fenalıklar geliyor.
Barış Bıçakçı hiç sevmediğim "bizim büyük çaresizliğimiz" kitabında çok hoşuma giden bir cümlede "okumak bana yazmayı değil yazmamayı öğretti" gibi bir şey söyler (muhtemelen daha afilidir). Neyse, eli kalem tutmuş, okumuş yazmış, yazmayı sevmiş, anne olmuş, blog açmış, anneliğini yazmış pek çok kadın bu aralar bir rüzgar gelmiş gibi kitap çıkarır olmuşlar. Bilmiyorum her şey bu kadar basit mi. Kitap lan bu :) "Param var bastırırım sana ne okunurum" denebilir tabi ama gıcık bir insan olarak buna da gıcık oluyorum.
19 Ekim 2017 Perşembe
Radikal Kararlar-Mucize değişimler
17. yaşımdan beri sıkı bir sigara tiryakisi oldum. Buradaki "sıkı" sözcüğünü miktardan bağımsız olarak kullanıyorum ki, miktar olarak kullanımımın çok arttığı veya önemli ölçüde azaldığı, hiç-tek sigara içmediğim zaman dilimleri (misal hamilelik, lise ve üniversitedeki yaz tatilleri vs.), hiç aklıma gelmeden çalıştığım saatler oldu. Ama ayrıca ağzımda yanan bir sigara varken yenisini yakmaya çalıştığım, 1 saatte 1 paket sigarayı
17 Temmuz 2017 Pazartesi
Yaz okulu
"Amaan yaz okulu mu olurmuş? Yaz tatili olur ancak." diyen bir ben vardı bir zamanlar. Evet gerçekten vardı:)
Sonra "eyvah herbikeslerin çocukları dansta sporda stepte benim evladım geri kalıyor, ben ne boktan anayım. Olimpik bilem olamadım" hissiyatları içerisine girdim birden bire.
Sonra "eyvah herbikeslerin çocukları dansta sporda stepte benim evladım geri kalıyor, ben ne boktan anayım. Olimpik bilem olamadım" hissiyatları içerisine girdim birden bire.
18 Mayıs 2017 Perşembe
dilli düdük #12
Doktora tezini vermek üzereyim konuşuyoruz tospikle:
E: hadi Ulaş uyu bir an önce ders çalışacağım.
U: sen uyumayacak mısın? (Yorgunluğum yüzüme vurmuş)
E: hayır annecim ders çalışmam lazım.
U: yajık sanaaa
E: hadi Ulaş uyu bir an önce ders çalışacağım.
U: sen uyumayacak mısın? (Yorgunluğum yüzüme vurmuş)
E: hayır annecim ders çalışmam lazım.
U: yajık sanaaa
Etiketler:
5 yaş,
annelik-babalık,
buldumcuk,
büyüme,
çocuklu hayat,
değişim,
dilli düdük,
konuşma gelişimi,
lafebesi,
okulöncesi çocuğu,
Ulaş
20 Nisan 2017 Perşembe
Adalardan ada beğen
Ütopya ve distopyalar edebiyatta da sinemada da en sevdiğim türlerdir (aslında sevmem kategorize etmeyi okuduğum izlediğim şeyleri ama).
Baktım ki ütopya türüne adını veren More'un ütopya'sını okumamışım. Gözüme ilişince kitapçıda alışverdim. Zor okurum sanıyordum ama öyle olmadı çabucak bitti diyebilirim.
Daha önce de cesur yeni dünya'daki dünyasını pek sevmesem de ada'sını merak edip
Baktım ki ütopya türüne adını veren More'un ütopya'sını okumamışım. Gözüme ilişince kitapçıda alışverdim. Zor okurum sanıyordum ama öyle olmadı çabucak bitti diyebilirim.
Daha önce de cesur yeni dünya'daki dünyasını pek sevmesem de ada'sını merak edip
Etiketler:
ada,
Aldaus Huxley,
kitap,
okumak,
Thomas More,
ütopya
18 Mart 2017 Cumartesi
Çocukları etiketlemek
Azıcık kafa dinlemek için Instagram'da dolaşırken çocuklarının fotoğraflarını paylaşanlara dikkat ettim. Zaten uzun zamandır yazmak istediğim bir şeydi bu. Çocuklarının fotoğraflarını paylaşırken sevimlilik katmak için onun ağzıyla konuşanlar, kendi büyük annelik-babalık duygularını anlatmak için nelere katlandıklarını gösterecek ifadelerle çocukları etiketleyenler, çocuğun fotoğrafta görünen yüzünün dışında karanlık yüzü olduğunu #lerle anlatanlar.. Ve daha bir sürü şey. Son söyleyeceğimi en önce söyleyeyim de
Etiketler:
annelik-babalık,
çocuk,
psikolog anne,
psikoloji,
sosyal medya
14 Mart 2017 Salı
Doktor
Ehi ehi...
Ne yerdeyim ne gökte. Bitti sonunda. Tezimi savundum. Cübbeyi giydim. Tabi daha bir dünya koşturma işi var, oradan çıktı al, böyle cilt yaptır, şöyle CD yazdır.... Ama cübbeyi giydim ya ne gam.. Koşturup duruyorum. E tamam stres had safhada. Ayyyy hadi be alayım artık şu diplomayı.
Of neyse evde ders çalışma stresi bitti ya. Bu da biter :)
Bu arada evdeki erkeklerim pek bir komik. Doktor diye sesleniyor baba oğul bana :) En zirzobu "seninle gurur duyuyorum" dedi ya.. allaam sana geliyorum:))
Ama şimdi kafam pek bir karışık, ne yapmalıyım sorusu etrafında dönüp duruyor bir taraftan işten aldığım keyfi ve düzeni bozma girişiminde olanlara karşı menfi hisler geliştirip bir yandan yurtiçi ve yurtdışı iş olanaklarını inceliyorum. Zamanla oturacak sanırım önce bir diplomayı alayım da...
Ne yerdeyim ne gökte. Bitti sonunda. Tezimi savundum. Cübbeyi giydim. Tabi daha bir dünya koşturma işi var, oradan çıktı al, böyle cilt yaptır, şöyle CD yazdır.... Ama cübbeyi giydim ya ne gam.. Koşturup duruyorum. E tamam stres had safhada. Ayyyy hadi be alayım artık şu diplomayı.
Of neyse evde ders çalışma stresi bitti ya. Bu da biter :)
Bu arada evdeki erkeklerim pek bir komik. Doktor diye sesleniyor baba oğul bana :) En zirzobu "seninle gurur duyuyorum" dedi ya.. allaam sana geliyorum:))
Ama şimdi kafam pek bir karışık, ne yapmalıyım sorusu etrafında dönüp duruyor bir taraftan işten aldığım keyfi ve düzeni bozma girişiminde olanlara karşı menfi hisler geliştirip bir yandan yurtiçi ve yurtdışı iş olanaklarını inceliyorum. Zamanla oturacak sanırım önce bir diplomayı alayım da...
Etiketler:
ben,
bu aralar,
çalışan anne,
doktora,
iş-güç,
okul hayatı,
öğrenci anne,
öğrencilik
8 Şubat 2017 Çarşamba
gıcık-ım
Ayyy evet ben gıcık bir insanım.. o kadar çok şeye ve o kadar sık gıcık olurum ki. Akşamları Önder'le birbirimze günümüzü anlatırken benim anlatımımin büyük bölümünü gicikliklarim oluşturur. 'metrobuste kızın biri...' 'yolda giderken adamın biri...' 'ayyy şurada şöyle bir şey...' Uzar gider bu.. gördüğüm, duyduğum, okuduğum, hissettiğim her şeye gıcık olma kapasitem var yani...
Hal böyleyken tabiki de bu annelik mevzularinda gıcık olduğum pek çok şey bulunmakta..
Hal böyleyken tabiki de bu annelik mevzularinda gıcık olduğum pek çok şey bulunmakta..
7 Şubat 2017 Salı
Bu aralar
Bu aralar sürekli bir yarışma halindeyim. kendimle, dünyayla, en çok da zamanla... Doktora tezimi bitirmeye bu kadar az kalmışken en zor en yorucu bölüme girdim. ve zaman beni yeniyor galiba. yaş ilerleyip hayatın bambaşka alanlarında sorumluluk almışken çevrendekilerin beklentileri değişmiş hele de ihtiyaçlarını karşılamaktan yükümlü olduğun bir çocuk varsa yanında bu durum iyiden iyiye guclesiyor.
--------
Yani şu kısacık paragrafı yazmak bile aylar almışken ne diyebilirim ki.. Gerçekten çok
--------
Yani şu kısacık paragrafı yazmak bile aylar almışken ne diyebilirim ki.. Gerçekten çok
Etiketler:
2016dan,
doktora,
hayat işte,
ince memed,
katherine burdekin,
kitap,
okuduklarım,
okul,
okumak,
öğrenci anne,
öğrencilik,
swastika geceleri,
tez,
ursula leguin,
yaşar kemal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)