bir sürü haller içinde...

25 Nisan 2014 Cuma

selfie

Bu sözcüğü ilk duyduğumda fena halde komik gelmişti.. Anlamsız, bencil, yalnız bir sözcük..

Kullanımına sıklıkla şahit olmaya başladıktan sonra ibre sinir bozuculuk seviyesine hızla yaklaşmaya başladı.. Sosyal medya alanlarından hangisini açsam illa  "bu da bizden selfie", "bilmemne selfiesi" gibi ifadelerle karşılaşmaya başladım..

Kimi dalga geçiyordu, kimi ciddiydi.. Kimi de modaya uyuyordu..

Oysa ki biz eskiden, sokaktan geçenlere verir çektirirdik fotomuzu.. Garsonların bir görevi de fotoğraf çekmekti.. Böyle ablak suratlar, yarım yüzler, manasız ifadeler olmazdı, çektiğimiz ve paylaştığımız fotoğraflarda..

Düşününce; ne kadar yalnızlaştık dedim.. Ne kadar bencil, ne kadar güvensiz, yalnız insanlar olduk.. Artık fotoğrafımızı çekecek bir kişi bulamıyoruz.. ya da güvenmiyoruz milyarlık telefonlarımızı ellerine verecek kadar.. Özgürlük mü? Bireysellik mi? Bir anlamda belki.. Ama yalnızlığımıza yeni sözcüklerle yeni anlamlar yüklüyoruz sanki.. Korkutucu gerçekliğinden kaçınmak için..

Sözcüğün bana ilk çağrıştırdığı bencillikti (selfish).. Kullanımını gözlemledikçe aslında tam isabetli bir çağrışım olduğuna karar verdim.. Bencilleştik..

Şahsen kendi adıma en son ne zaman bir arkadaşımla oturup kahve içtiğimi hatırlamıyorum.. Ya Ulaş'ı alıp dışarı çıkıyorum (yalnız) ya da Önder'i kandırıp beraber.. Ama dostlar hep uzakta kalıyor, programlar bir türlü birbirini tutmuyor.. Kendimi bir girdabın içinde savrulup, dönüyor hissediyorum.. Nefes alacak yer -yok... Diyor ya şair şiirlerle şarkılarla kendini avutacaksın.. Aynen öyle kendimizi avuta avuta yaşıyoruz.. Kitapla, çocukla, işle, meşguliyetler ve yanılsamalarla kendimizi avutuyoruz.. İşin en kötü yanı farkına varıyoruz avuttuğumuzun.. Ama çıkar yol bulamıyoruz.. Kendi adıma ben bulamıyorum..

Onu ben yaptım.. Ben seçtim bu dünyaya gelmesini diyorum ve yaptığım her şey bir kendimi suçlamaya dönüşüyor.. Molaaa deyip 5 dakika kendimi dinleyemiyorum.. Bırak arkadaşlarla görüşmeyi, telefonla bile konuşamıyorum.. Sonra şişiyorum şişiyorum.. Öküze özenen kurbağa gibi patlayıveriyorum.. Biraz saçıntı oluyor ortada, biraz göz yaşı kalp kırıklığı sonra geçiyor.. Yeniden şişene kadar aynen devam..

İşte böyle, bir selfieden geldiği yer budur beynimin.. Serbest çağrıştım yine.. Belki de artık yalnızlığımızı, kendi küçük dünyalarımızı seviyoruzdur kimbilir?? Kanımız canımız çaresizliğimiz olmuştur artık.. İnsanlara bir fotoğraf çekebilir misiniz diyecek kadar bile gücümüz kalmamıştır belki artık.. Belki de red cevabından ölesiye korkar olmuşuzdur..

Başka türlü insan nasıl göz yumar öyle ablak bi suratı kayıtlara geçmeye? :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...