bir sürü haller içinde...

15 Nisan 2014 Salı

puslu kıtalar atlası

Türk edebiyatına dönüş projem çerçevesinde tanıştığım bir yeni yazar da İhsan Oktay Anar....

İtiraf edeyim Yedinci Gün'ün çıkışını bu kadar heyacan ve sevinçle takip eden insanlara ve dahi yazara bir nebze kıl kapmış, bir miktar mesafe geliştirmiştim..

Dolayısıyla çok önceden duymuş olmama rağmen okumaktan -kelimenin tam anlamıyla- kaçmıştım...

Nedense bana biraz dinsel gelmişti -ön yargılarımı seveyim :)

Neyse sonunda ısrar ve reklamlara dayanamayıp aldım okudum.. İyi ki de okudum..




Aklıma ortaokuldayken okuduğum kitaplara bakıp, neden hip yabancı yazarları okuyorsun, türk edebiyatından okumuyorsun diyen babam geldi.. Cevabım çok netti: kim var ki?? Ama babamın cevabı da çok netti çık yukarı bak!!! (babamın kütüphanesi eve sımadığından, çatı katında idi, tabi ben biraz tahrip ettim :) Ve pek çok türk yazarla da (ki içlerinde, sevgi soysalların, firuzanların, fakir baykurt, orhan kemallerin olduğu) bu diyalogdan sonra tanıştım..

Kendi dilinde okumak başka bir lezzet veriyor insana.. Dilin oyunlarını, mecazları, kültürü ve altındaki bilinç dışını daha zevkle yakalıyorsun..

Puslu kıtalar atlası da -bambaşka bir fantastik öyküydü.. Bana biraz -ne alakaysa çağan ırmak'ın ulak'ını hatırlattı, biraz da orhan pamuk'un benim adım kırmızı'sını- Ama hepsinden farklıydı.. (Herhalde osmanlı alt yapısından ötürü benim adım kırmızı çağrıştı da, ulak ne alaka hiç çözemedim :)

Zaman ve mekandan bağımsızdı, boşluk ve hiçlik üzerine bir güzellemeydi.. Ama hep önceden beri sorduğum ya herkes ve her şey benim kafamdaysa sorumu soran, başka bir zihinle tanışma fırsatımdı..

Benim için dünya gözden uzak gönülden uzak şeklinde yürür -maalesef.. Görüşmediğim arkadaşlarımı aramayı bile unuturum çoğu zaman.. Sanki insanlar benim baktığım yer ve zamanda vardır, bunun dışında bir hayatları yoktur.. İşte bu hipotezi öyle güzel anlatmış ki ihsan oktay anar.. düşünen bir adam düşlüyorum ve o var!!!

Düşler üzerinden gerçekliğin anlatıldığı, düşlerle gerçeklerin, olanla olması gerekenin içiçe geçtiği bir masal.. Ve yazarın dili de bu masalsılığı kuvvetlendiriyor..

Ben sevdim.. Ön yargılara fazla da prim vermemek gerekirmiş.. Popüler olan illaki pop değilmiş.. Fırsat bulur bulmaz diğer kitapları da deneyeceğim.. Bakalım :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...