bir sürü haller içinde...

4 Şubat 2014 Salı

çözdüm sanarken

Tracy Hogg'ın kitabınından aklımda en fazla kalan cümleydi: her şey yolunda zannederken... Diyordu ki bir sorunu çözdüğünüzü sanırken bir anda tekrar karşılaşabilirsiniz..

Sanırım çocuk yetiştirmenin en temel sorunu bu. Bir yeri yaparken başka yer bozuluyor.. Asla eksiksiz ve tam olmuyor.. Sürekli bir çabalama, tırmalama hali.. Yemek sorunu mu hallodu, pat bir diş pırtlayıveriyor.. Al başına belayı.. Gece uyanmalar mı bitti, kendini bilmez bir mikrop bünyeyi işgale başlıyor.. Bünyeyle beraber tüm sistem de alarm veriyor tabi.. İlk olarak da düzenler.. Sadece kötü şeylerde değil ki, tatili, gezmesi, eğlenmesi, doğumgünüsü, oyunu, şusu, busu.. Her şey -en başta da veledin kendisi- resmen kurulan düzeni bozmak için dört koldan çalışıyor ve siz anne ve baba olarak bu kaosu sürekli olarak yoluna koyma, sürekli bir yeniden yapılandırma savaşı veriyorsunuz.. Üstelik önceden tutan metodlar yeniden tutmuyor, bir konuya yediğini başka konuda yemiyor.. Sürekli bir yaratıcılık ve sabır gerekiyor..

Eee.. Yoruyor tabi.. Bir de şaşırtıyor.. Sinir sistemi üzerinde gergedanlar tepiniyor.. İlkinden daha çok zorluyor ikinci sefer.. Hayatta böyle değildir ki.. Sorun çıkar, çözersin, hayatına devam edersin.. giderken yeni bir sorun çıkar karşına, uğraşır didinir çözersin, yoluna devam edersin.. Yada çözemezsin.. O da ayrı bir mevzu.. Kabullenirsin, yaşar gidersin..

Ama çocukla öyle değil.. Tabi yaş büyüdükçe, yeni beceriler kazandıkça, hatta kazanma sürecindeyken, değişiyor pek çok şey.. Temel problemlere yenileri ekleniyor.. Ama uyku, yemek, sorumluluk kazanma gibi şeyler hepsinin alt yapısını oluşturuyor..

Dolayısıyla; yemek işini çözdün mü?? Yok arkadaş, çözmek diye bir şey yok.. Sadece bir süre kendi kuralını kabul ettiriyorsun, sonra birden, bazen bir şeyler oluyor, bazen o bile olmuyor, veledin içine şeytan giriyor..

Misalen ben böyle bıkbıklamıştım bir aralar.. Uykuyu hallettik diye, nasıl halledileceğini anladık diye.. Aman da aman.. melek yavrum, gece uyku ritüellerini bitirince yatağına yatıyor, bana el sallayıp iyi geceler diliyordu ve sesi soluğu çıkmadan sabaha -evet evet sabaha- kadar uyuyor-du!!!!!

-Du maalesef.. Bir şeyler değişti.. Ve biz bu değişimi kabullenmekte, buna konra atak geliştirmekte geç kaldık :(( 

Memeyi -gece- kesmekle başladı her şey.. İlk etapta, yalnız kalmak istemedi.. Ben şaşkın, bekleyeyim nasılsa geçer dedim ve yanında oturmadım -isteği doğrultusunda- ama bir annenin yapabileceği en büyük hatayı yaptım.. Beklemelerim sonuç vermeyip Ulaş tosbağsı uykuya dalmayınca -ve ağlar halde beni yanına çağırınca- bir süre daha inatlaşıp isteğini yerine getirdim.. Ertesi gece yine aynı... Benim beklentim, hergün eski melek haline döneceği idi Ulaş'ın ve bir hafta boyunca bir irade savaşı yaşandı aramızda.. Sonra madem şuan buna ihtiyacın var, tamam bekliyorum yanında dedim.. Ama sanırım bu güveni vermekte geç kaldım.. Tilki bayıltması uykusunu geliştirdi kontra olarak Ulaş da.. Tam daldı uyudu deyip kalktım, gözünü açtı, anneaaa, pışpışşş.. Tamam dedik yine döndük.. 1 hafta da böyle geçti mi.. Sonra gece uyanmalar başladı.. Önce emmiyor acıkıyor heralde dedim, süt verdim, su verdim.. Olmadı güvene ihtiyacı var dedim yanımıza aldım :((( Şimdi, her gece uyanıp inatla yanımıza gelmek istiyor, oturdum yanında, salladım, yattım ama yok.. Yanımıza gelecek.. Tilki bayıltması da devamda.. Uyudu diye yanından kalkıp yatağa gitmemle yeniden uyanması bir oluyor.. Sonuç ağrıyan boynum, şişen boğazım ve uykuya hasret gözlerim.. Sonuç her gece istediğini bir şekilde dayatan Ulaş.. Son dönemde öğlen uykusunda da yanında oturmamı isteme ve uykuları 1 saatten fazlaya uzatmama eğilimi de mevzu bahis, bu arada ben işteyken babaanneyi de yanında oturtuyor ama yine de 2 saat civarı uyuyor...

Dişler çıkıyor bir taraftan, memeyi bıraktı diğer taraftan ve benim iş saatlerim uzadı son zamanlarda.. Şimdi yeni bir davranış kazandırmak için pek de uygun değil gibi.. Ama süreç uzarsa, alışkanlık da pekişecek ikilemler içerisindeyim....

Ayrıca korkular geliştiriyor sanki.. Geçen gece gene yatak savaşını kazanıp yanımıza geldikten sonra bir anda ağlayarak ayağa fırladı, aynayı gösterip oradan uzaklaşmaya çalışıyor, ezdi geçti üstümden.. Sakinleştirmeye çalışıyorum olmuyor, yok annem orada bir şey diyorum yok ikna olmuyor, şimdi dedim alıp yatağına götürsem.. ama o da pek doğru gelmedi, bu sefer korku pekişecek sanki, neyse açtım ışığı odayı gösterdim, bak hiçbir şey yok, endişelenme, babanla ben buradayız..vsvsvs, neyse sakinleşti uyudu.. Düşündüm gündüz bir şey mi izledi, bir şey mi gördü yok!!! Ama ertesi gece yine uyanıp yanımıza geldi..

Eskiler der ya büyüdükçe sorunlar da büyüyor diye.. Büyüyor büyümesine de bence mesele suç ve ceza işleyişiyle aynı.. Derler ki suç bilimi suçlunun bir adım gerisinden gelir.. Suçlu bir yol bulur, suç bilimi onu yakalamanın bir yolunu, bulduğu yol tıkandığında yeni bir yol bulmak zorunda kalır suç(lu) ve bu yeni yolu kesmek için uğraşır yeniden suç bilimi.. Neyse çocuklarla da işler biraz böyle yürüyor sanki.. Biz sorunu çözmeye (dediğimizi kabul ettirmeye) bir yol buluyoruz, o bunu engellemeye.. Sorun çözülse de engelleyecek yeni bir şey buluyor mutlaka.. Sonra al baştan tekrar.. Neyse hayat bu galiba..

Şimdi bu uyku sorununu çözmeye yeni bir yol yordam, yöntem arıyoruz.. Ama galiba Ulaş hazır olmadan hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!!!! Uyku biraz uyku.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...