bir sürü haller içinde...

26 Şubat 2014 Çarşamba

deneme

Bu aralar bizim evin Ulaş cephesinde mütemadi bir deneme hali söz konusu.. Her şeyi deniyor.. Sınırlarını.. Sabrımızı.. Konuşmayı..

İlk ikisi feci halde korkutucu ve sinir bozucu olsa da, sonuncusu pek bi keyifli..

Annemlen babam geldi ben işteyken.. Kapıyı Ulaş açtı ben geldiğimde tutmuş ikisinin de kolunu kapıya getirip bana gösterecek, o kadar mutlu ki.. Annecim anneanneyle dede mi geldi, keyfin yerinde mi dedim.. Arkam sıra dolanırken bacaklarımın hizasından yerinde şeklinde bir ses çıktı..

Uykudan uyandı gezmeye gideceğiz, annecim çorbamızı içelim, sonra gezmeye gidelim falan feşmekan anlatıyorum, oldu mu? dedim, hiç beklemediğim şekilde bir cevap olduu..



Babaannesi kahvaltısını ettiriyor, ama Ulaş peynirini hiç yemedin dedi.. bücürükten cevap geldi doydumm..
Ben çıktıktan sonra babaannesinin aç kaldı diye kızarttığı patatesleri mideye indirmiş ama.. Ben kurallar murallar diyorum da kime ne diyorum.. hala Elçim geliyor bak, şeklinde korkutmalar bile devam ediyor
:( Neyyyse.

Mutfaktayız, babaannesi geldi.. Kim gelmişşş dedim. kim gelmiiiiş şeklinde bir yankılanma taburenin üzerinden..

Küçüklüğünden beri balkonda camdan bakarken karga karga gak dedi söylüyorum.. ancak epeydir birlikte fazla balkona çıkmıyoruz.. Hafta sonu takıldı peşime geldi, çıktı sandalyenin üzerine bazı melodik sesler geliyor, şöyle bir kulak kabarttım: nananana gakkk dedi...  Sonra beraber söylemeye devam ettik, o arada bir karga geldi karşıki dala kondu, bak annecim karga geldi, aaa gitti karga byebye karga kendi kendime konuşuyorum.. Başka dala güvercinler kondu, bana onları gösteriyor.. Onlar da kuş evet dedim ben de.. Hayvanları öğrensin de, kuş cinslerinin acelesi yok :)

Geçen sabah uyandı, yanımda takılıyor, buu dedi ama kendi de emin değil, su mu istiyorsun dedim yok, kapıyı gösteriyor, aslında anladım ama anlamaza yatıyorum, şöyle bir bana döndü, memelere yöneldi, ama o da değil farkında, sonunda kıyamadım süt mü istiyorsun dedim, sevinçli ve heyecanlı, üttt şeklinde doğruladı beni :))

Elim yaralandı, tutunca falan uyarıyorum, yavaş diye.. Geçen ayakkabısını giydiriyorum, elime bastı yanlışlıkla, acıya dayanıklıyımdır, sıktım dişimi bağırıp çağırmadım ama, uyarılardan olsa gerek, başladı saçımı okşayıp elimi göstermeye uffff..

Bunlar keyifli kısımları bir nebze, ama bu iki yaş sendromu bizi baya gerecek gibi, zira kendisi doğuştan inat.. ben de öyleyimdir, törpülesem de.. çatışmadan nasıl atlatacaz bakalım.. Geçen bana vurdu, Önder özür dile dedi, dilemiyor, gelip öpmüyor, yok kendi kendine takılıyor, arada maskaralıkla bizi yumuşatmaya çalışıyor ama gelip özür dilemiyor, dilemeden bıraksan olmaz, diletmeye zorlasan olmaz.. sonunda aldım kucağıma, öptüm öptürdüm, barıştık.. ooooof

Gerçi tantrumlarla şimdilik baş eder gibiyiz. istediği şey olmadığında, tepinip bağırırsa, hiç sesimi çıkarmadan bekliyorum.. geçene kadar, geçince anlatıyorum.. tepinme yeniden başlıyor, ben yeniden aynı şeyi yapıyorum, tekrar tekrar.. bu çocuk büyütme işinde aynı şeyi tekrar tekrar yapabilme becerisi ve sabrı ne önemliymiş arkadaş.. Kimse bana anlatmamıştı.. yani aynı soruyu defalarca cevaplandırmaya az çok hazırım da, aynı mimik, aynı tepki, aynı haraket.. Bu kadar sabrım olduğunu bile bilmiyordum.. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...