bir sürü haller içinde...

13 Şubat 2014 Perşembe

serbest çağrışım

Sene 1999 bir Ankara kışı.. Uyanıp sabah sabah derse gitmek için çıktım ve bir kış güneşi sürprizi ile karşılaştım.. Bembeyaz karlara vuran apaydın bir sabah.. Ders de İngilizce dersi, çoğunlukla sohbet ve tartışmayla geçen eğlenceli ve düşündürücü bir ders..

Okuyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz.. take for guarantee kalıbı geçiyor pasajda.. Hoca açıklarken: sabah güneşi fark ettiniz dedi.. Kaçınız amaaaan güneş gözlüğümü almadım dedi.. kaçınız merhaba güneş dedi.. Ben merhaba güneş diyenlerdendim.. Özlediğim güneşe selam vermiş, içimi bir sevinçle dolduruvermiş bu mucizeye gülümsemiştim..  Üstelik açtım, kahvesiz ve sigarasızdım ama güneş unutturmuştu hepsini..

Bu gün evden çıkıp gözüme giren güneşi fark edince tüh yaaa gözlüğü unuttuk dedim ve bir anda bu anı canlandı içimde.. ODTÜ'nün ağaçları yoktu çevremde (belki şimdi orada da yoklar :(( Ankara'nın karı ve soğuğu yoktu.. Öğrenciliğin sorumsuz özgürlüğü, umursamaz mutluluğu yoktu.. Ama bu kadar mı değişmiştim.. Kışın orta yerinde mucize gibi beliveren güneşe selam veremeyecek kadar mı duyarsızlaşmıştım.. Bu kadar mı katılaşmıştı içim de güneşi görür görmez aklıma gözlük gelmişti.. Üzüldüm, kendime üzüldüm.. Doğanın mucizelerini fark edemeyecek hale gelmemeliyim ben.. Ne olursa olsun bu kadar değişmemeliyim. Sorumluluklar artsa da, Ulaş gece uykusuz bıraksa, yorgunluk tavan yapsa da.. Hİçbir şeyi garntiye almamalı.. Varlığı sonsuza kadar sürmüyor zira.. Camımı açtığımda içeri dolan kuş seslerini, annemin yaptığı meyveli kekleri, eve yayılan kestane kokusunu, ve bu resmi :)


O kadar çabuk geçip gidiyor zaman.. Varlığı garantiye alınamayacak kadar çabuk kayıyor elimizden bir gülüş, bir bakış...

Ayy duygusal oldum sabah sabah.. Özür dilerim güneş, hoş geldin, iyi ki camımdan, canımdan içeri girip içimi ısıttın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...