bir sürü haller içinde...

5 Eylül 2013 Perşembe

sahilde kafka




Kafka Tamura on beş yaşına girdiği gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışın nedeni babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ama babasının bir "düzenek" gibi içine yerleştirdiği kehanet gölge gibipeşindedir... Kafka ilk kez aşkı ve tutkuyu yaşarken gizemli bir cinayetle kehanetin ve kaderinin düğümleri çözülmeye başlar.









Aslında hiç şekilci bi tarafım yoktur, hatta şekilcilikten özellikle nefret ederim lakin bu kitabı sahille bir özdeşleştirdim ki anlatamam. Başlamış bulunduğum Momo'yu bile evde bırakarak tatile Haruki amcayı almaya karar verdim (açıkçası Önder'in sen onu 2 günde bitirir sonra sıkıntıdan patlarsın söylemi de etkili olmadı değil :)

Haruki amca her zamaki gibiydi metaforik, simgesel, sürreal :))

Gene psikoloji, felsefe, edebiyat ve müzik içiçe.. Rüyalar ve gerçekler bir arada.. Karakterler uç noktalarda...

-Dikkat yazının bundan sonrası spoiler içerebilir!!!!-

Öncelikle 15 yaşında evden kaçan kahramanızı bir gölge gibi takip eden bir Oidipus laneti var.. Yaklaşma kaçma çatışması arasında annesini arıyor, annesinden korkuyor; babasından kaçıyor, babasını doğruluyor... Adı kafka, içinde bir alt benlik onu yönlendiren bir karga :) Kaçıp kendini kafka (karga) olarak doğuruyor yeniden..

Babanın heykeltraş oluşu ayrı bir sembol sanki.. Yaratıyor, biçimlendiriyor kahramanı..

Velhasıl karga dışında hiç dostu, arkadaşı, sırdaşı, yardımcısı olmayan Kafkacık yolda Sakura ile tanışır. Tanımadığı ablası yaşlarında olan Sakura ona numarasını verir ayrılırken..

Okumayı çok sevdiğinden farklı bir kütüphane olan Komura kütüphanesine gider ve kadın-erkek, gay Oşima ile tanışır. Kütüphane müdürü, büyük ve trajik bir aşkın kahramanı, Saeki Hanıma aşık olur.. Anne figürü bulunur..

Ve 15 yıllık hayatından edindiğinden çok daha fazla akadaş edinir haftalar içinde.. Üstelik ona her an, her adımda yardımcı olan, onu hiç bırakmayan arkadaşlar..

Bir diğer kahramanımız kedi dostu, akılsız Nakata... Johnie Walker ile karşılaşıncaya kadar validen yardım alıp, biraz da kaybolan kedileri bularak geçimini sağlayan Nagona semtinden hiç ayrılmamış Nakata, Johnie Walker'dan sonra bilmediği bir yere otostop yaparak gider.. Tesadüf bu ya 60 küsür yıllık hayatında onun da hiç arkadaşı olmamıştır. Sadece kediler... Bu süreçte kamyon şöforü Hoşino ile tanışır.. Hoşino onu gideceği yere kadar bırakmakla kalmayıp, her adımda ona destek olur çattık belaya diye diye :)

Ve aslında hiç karşılaşmayan Nakata ve Kafka Tamura'nın öyküleri birbirinin içinde devam ediyor, hiç yanyana gelmeden..

Öykü boyunca bir sürü parantez içi bilgi ediniriz.. Gestapo subayı Eichmann, Napolyon, Beethoven, Haydn, çeşitli japon yazar ve şairler ve daha pek kişi ve konu hakkında.. Ayrıca Dickens, Tolstoy, vb göndermeleri de ayrı bir tat..

Velhasıl Murakami yine bildiğimiz gibi... Ancak ben sahilde kafka'yı yaban koyunun izinde ve imkansızın şarkısından daha fazla sevdim.. Belki "Kafka" diye, ama sanki bana yaban koyunun izinde'den daha real, imkansızın şarkısından daha sürreal geldi diyebilirim :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...