bir sürü haller içinde...

19 Eylül 2013 Perşembe

16. ay sonunda

Ulaş'ın hayattaki 16. ayı da bitti. gene 2 aydır aylık gelişim yazmıyorum ancak gelişimine dair pek çok şeyi kayda geçiyorum..


Ulaş'ın bu ay en önemli fiziksel işi diş çıkarmak.. adamın ağzında toplam 4 diş varken son 1,5 ayda azıları da çıkarmakta ve toplam diş sayısı 9-10'u buldu. Hal böyleyken gülerken ağzından sular fışkırtmak, har bulduğunu hırsla ağzına sokup dişleri kaşımak farz oldu. Şükür ateş yok ama huysuzluk ve ishal iş başında.. Ben dişlere yorduğumdan ishali fazla dert etmedim de doktoru gene de tahlil yapalım deyince gerek yok diyemedim. Neyse ki tahlil sonuçları temiz..

Tahlili verme işlemi de tam bir tabakhaneye yetişme macerası oldu. Nasıl alındığını bilmediğimden sabahki kakasını atmış, öyle gitmiştim doktora.. Gerçi arada bir kaka daha yapmasını bekliyordum ama günde 6 kere mıçan oğlum o gün yapmamaya karar verdi..
Neyse gittik sorduk öğrendik.. Kaşıklı bir tüp verdiler bize. Bezin üzerinden kaşıkla alıp tüpe koyacak, fazla da uzamadan getircekmişim. Ama bizim tosbağnın uykusu geldi.. Şimdi uyuyacak uyanınca yapsa yetişmez labaratuara ne yapacaz diye kara kara düşünürek gittim eve yolda da uyudu zira.. Ama eve gelince bir anda aydı oğlan yatakta tepişip duruyor, baktım kaka pozisyonu aldı, ben de anında atmaca gibi atladım üzerine, aldım. Hadi uyutayım da yeniden hastane yollarında ziyan olmayalım beraber dedim ama nafile uyumayacak.. Aldık kakayı koşarak tabakhaneye pardon hastaneye :))

Kan ter içinde bitap düştükten sonra ertesi gün boğaz ağrısı ve burun tıkanıklığı ile grip sezonunu da açtım tabi :(

Neyse kaka temiz. Tahmin ettiğim gibi dişlerden ama bendeki grip mi yoksa aynı serüvenin yolcuları olmamız mı Ulaş'ta da sümükler fora :(

Gelişimi ayına uyumlu 10 kilo 800 gram ve 82 cm. kafa da 46,5'la aynen küçük ama normal statüsünde..

Bu ayki-ya da son 2 ayki- becerileri en çok bir şeylere tırmanmak, bir şeylerin üzerinden atlamak.. Artık araç kullamını söz konusu.. Yatağa çıkmak için benim takı kutum, tabureler, koltuklar, sehpalar.. hepsi Ulaş'ın gözünde üzerine çıkıp ayağa kalkılması gereken platformlar.. çıktığında bir iş başarmış ifadesi ile bakıyor ki kızamıyorum bile.. Ancaaaak.. Ev her geçen gün tehlikeli bir hale geliyor.. Son olarak-henüz başaramadı ama balkon penceresi önüne tabureyi çekip üzerine çıkmaya çalışıyor :(

Ayrıca sosyal olarak da daha bir aktif diğer çocukları daha fazla izliyor onlara daha fazla bulaşıyor (ne yazık ki zaman zaman vurma ve itme olarak)

Dil gelişimi yavaşladı mı bana mı öyle geliyor bilmiyorum. Eskiden söylediği ver, gel gibi sözcükleri fazla duymuyorum, ama ben şarkı söylerken bir anda ağzından kurbağa gibi bir sözcük çıkabiliyor :)) Ve tüm gün de papağan gibi durmadan kurbağa diyor :)

Kendi kendine konuşma ve şarkı söyleme faaliyetli içinde bu aralar.. Bir bakıyorum nınınını zıplaya zıplaya şarkı mırıldanıyor, yolda giderken bıdıkbıdık bir şeyler konuşuyor..

Bu aralar fazla sanatçı bizim oğlan.. Müzik dışında resme de merak sardı.. Baktım kütüphanede bulduğu kalemleri ağzına sokup ne yapacağını bilemiyor. Aldım boya kalemleri verdim önüne kağıt al resim yap.. Bayıldı :)) Velakin duvarların sanatsal çalışmaları için daha uygun kulvarlar olduğuna kanaat getirince resim çalışmalarını gözetim altında yapma zorunluluğuna tabi oldu..

Ayrıca manipülasyonda da master derecesini aldı doktoraya uğraşıyor :) kaşalarımı mı çatıyorum, hemen şımarık bir gülüş güldürecek beni, istemediğim bir yere mi gidecek eller arkaya bağlanıyor, komik komik gidiliyor ki ses etmeyelim..

Bu ayın sınavı ise vurma, ısırma ve atma :))

Sürekli olarak elindekileri atıp duruyor.. Kafamıza gözümüze hem de.. Sakat bırakçak bu oğlan bizi.. Birinci yaş gününde oğlanı kazasız belasız 12 aya getirdik'i kutlamıştık ikincide hala hayattayız'ı kutlayacaz heralde :)

Neyse bu da başka bir yazı konusu.. Uzun mevzular zira..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...