Evet futbolseverim. Evet -bir anlamda- fanatiğim. Ama bu yazının konusu bu değildir.
Zira uzun zamandır izleyemiyorum herhangi bir futbol müsabakası. Endüstriyel futbol, çirkefe bulaşan lig, trajikomik hamleler, hakemler, haketmeyenler...vsvsvsvs... (totem de oldu bir nebze :)
Tabiki takip ediyorum, içim durmuyor, aşk bu bir yerde.
Her ne kadar "odun" da dese sevgili kardeşim romantik bir yanım var işte. Futbolda ve siyasette... Bir DonKişot romantizmi var içimde. Sonuçta benim için aşktır yağmurlu bir günde gördüğümden beri..
Neyse ne diyecektim, iyice dağıttım konuyu.
Sevgili kocam tam bir maçkoliktir. Ortada bir top ve iki takım varsa kaçırmaz, izler. Öyle böyle değil, her maçı izler..
Akşam kupa maçını izlerken fark ettim ki özlemişim.
Yok maç izlemeyi değil.
Önder'in maç izlemesini...
Yok. Gerilimini, neşesini, stresini, heyecanını ve hatta kendini bilmez komikliklerini değil. Onlar da çok eğlenceli ama :)) onları da değil.
Şöyle ki; o tvden maç izlerken ben de rahat rahat dizilerimi izleyebiliyorum netten. Zira sevgili kocamın sevdiği yegane yabancı dizi HIMYM'dır. Benimle bir fringe, bir criminal minds, bir game of thrones vs keyiflerini pek paylaşmaz.
Ne olacak sen izleyiver demeyiniz. Tabikine evliyiz diye her şeyi birlikte yapacak değiliz ammaaaa... Bir kaç saat bir araya geliyoruz, onda da Ulaş'ı yedir, yıka, yatır; tantanasını bitirip anca iki çift kelam edecek hale giriyoruz, e bu süreçte de kulağımda kulalık, dünya ile iletişimimi kesmek istemiyorum açıkçası.
Dolayısıyla birlikte film izlemek, tek başına dizi izlemekten daha cazip geliyor çoğunlukla. Bundan sebep benim diziler birikiyor.
Ligin başlaması ile duygusal yüke bağlamadan,. kulağımda kulaklık, deve kuşu gibi izleyebilecem dizilerimi..
Tee eskilerden kalma alışkanlık heralde bu da. Gene şanslı bu kocam haa. TVyi ona bırakıyorum :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler....