Annem mutfakta yemek yaparken "miniminicikminiminicik" şeklinde sesler doldururdu evin içini.
Bu sebeple repertuarım fena değildir yani :)
Ulaş Bey evimize teşrif ettiğinden beri bizim evin içi de aynı seslerle doluyor.
Lakin bir maruzatım var sayın yekililer... Böyle kitaplarla falan uğraşacağınıza şu şarkı işlerine bir el atıverseniz.
Yok henüz dikkatimi çeken bir argo, küfür ya da toplumsal değerlerimize karşı bir tehdit unsuru olmadı (ben görememiş olabilim şeker portakalında da bir sıkıntı görememiştim sonuçta, böyle ormanları koruyalım falan biraz anarşist bir yaklaşım olabilir tabi)
Neyse benim maruzatım çok acıklı olmaları bu şarkıların. Ormanı, doğayı falan sevdirecem diye çocuklara, acitasyonun b.kunu çıkarmışlar.
Ulaş daha 1 aylık bile değilken söylüyordum şarkıyı avcıların geldiği yavruyu öldürdükleri yere geldim, dedim ki içimden yok böyle gülerek söylemeyeyim sonuçta duyguyla mimiği karıştırıp sonra şizofren felan olur yavrucak, hafiften yüzüme bir hüzün mimiği yerleştirdim tosbağ suratını buruşturdu ağlamaya başladı :) Ondan sonra hep neşeli kısımları söyledim.
Küçücük çocuk bile anlıyor üzülüyor neden böyle şarkılar yapıyorsunuz a yetkililer???
Mütamadiyen de "Ali Baba'nın çiftliği" söylenmiyor ki...
Daha az acıklı şarkılar bekliyorum değerli bestecilerimizden.
Tamam biraz mazohistik bir toplumuz, Ali Rıza Efendi'nin trajik hikayesi tüm toplumu derinden etkileyerek bilmemkaç sezon iyi reyting yaptı, politikada bile acitasyon işliyor felan ama rica ederim şu çocuk şarkılarını biraz daha eğlenceli, komik falan yapalım.
Ağlatıyor kuzumu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler....