bir sürü haller içinde...

4 Ekim 2012 Perşembe

palamut

Kaç gündür aklımda, ağız tadıyla bi balık yiyemedik henüz.



Geçen yıllarda olsa haftada 2-3 Samatya'da olurduk, balık-bira misss. Lakin Ulaş tosbağsını yıkayacaz, uyutacaz diye, düzen kuralım diye ve de Önder'in çalışma temposu nedeniyle bir türlü beceremedik bu sene.



Evde de pek sevmem balık yapmayı. Kokar her halükarda. Fırında balıksa tıth aynı tadı vermez.



Geçen yıl işyerindeki televizyonda kanalları gezerken Derya Baykal'ın programına denk gelmiştim. Fırında bir balık tarifi. Zaman geçti. Yazmadım, unuttum tabiki. Ben de hatırladığım kadarıyla uydurdum.


Oldu mu? Bence süper oldu. Önder de aynı kanaatte olduğuna göre, tamamdır bu iş.






Tarifi şöyledir.

Pazardan palamut balığı alınır.

Öncelikle patatesler yuvarlak olarak kesilir ve borcamın altına yerleştirilir. (Artık kaç kişi yiyecekse ben 4 tane küçüklerinden kullandım)

Üzerine yine yuvarlak kesilen soğan yerleştirilir. (Bolca kullanılması lezzeti artırır tahminim, ben az doğramışım.)

En üste de balıkçıya yuvarlak olarak dilimlettiğim palamut palığı dizilir.

Bolca sarımsak, limon ve az zeytin yağından oluşan sos yemeğin üzerinde gezdirilir. (işte programdan hatırladığım yegane şey- bu yemeğin pevezengi buymuş afedersiniz)

Balık dilimlerinin üzerine az miktarda salça sürerek, 200 derece fırında yarım saat kadar pişirilir.

Piştikten sonra hazırlanmış olan sostan üzerine yeniden dökülerek servis edilir.

Yanına da bir baba salata ile helva mımmmmm.

İşte budur efenim tek elle sarımsak ezmek, Ulaş beye şarkılar söylerken soğan-patates soymak az biraz güç olsa da sonuç gayet lezzetli bir doygunluk hissi.

Not: Sıcak helva da olsa süpper olurdu ama onu yapmaya popo lazımdı efenim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...