bir sürü haller içinde...

11 Ekim 2012 Perşembe

bu devirde kime güveneceksin?

Herkes bir şeyler söylüyor. Milletin  ağzı torba değil cidden.

Söyleyen konu komşu, akraba olunca gözardı etmek kolay oluyorsa da söyleyenin adının önünde prof., dr., falan yazarsa, bu kişi koca koca kitaplar yazmışsa sözler kafa karıştırabiliyor.

Hele de her diyen birbiri ile çeliştiğinde..

Aslında psikolojiyi sevme nedenimdir benim bu: tek bir doğru olmaması... Ama işte iş çocuk olunca değişiyormuş.

"Sihirli değnek yok elimizde" kaç kere kurdum bu cümleyi. "Herkese aynen uygulanacak bir reçete yok" kaç kere düşündüm. Şimdi ise oturmuş söyleniyorum kendi kendime yok hepsi ayrı şey söylüyormuş, yok birbirleri ile çelişiyormuş, bıdıbıdıbıdı.

Peki bu şarlatanlar dünyasında hangileri doğru, doğrular içinde hangisi uygulanabilir, hangisi Ulaş için, Elçim için, kime güvenicez?



Ben öncelikle yazarın menşeine bakıyorum, nereden ne mezunu, öyle tıpçıların sosyal değerlendirmelerine pek kulak asmıyorum. Tıpçı tıbbi değerlendirsin arkadaş, yok aile ortamı yok ebeveyn davranışı bıraksın bunları psikolog-pedagoglara. (Psikiyatristleri bir noktaya kadar ayrı yere koyuyorum.)

Sonra, sonra da kendime güveniyorum. İç güdüsel biraz. Çocuğumu ben tanıyorum sonuçta. Kendimi de pek tabi. İstedikleri kadar oturup sayfalarca kitap döşesinler bana uymayınca, Ulaş'a uymayınca olmuyor. Zorlama, yok yemiyor.

Misalen ben Ulaş doğduğundan beri hem bir rutini olsun, neyin neyden sonra olacağını bilsin istedim, hem de bağımlı olmasın, her yerde uyuyabilsin, yok bu oyuncak, şu meme takılmasın istedim. Yani belirli rutin içinde ufak farklılıkları gözardı edebilsin istedim.

Göbeği düştükten sonra her akşam uykudan önce yıkadık mesela. Banyodan sonra uyuyacağını biliyordu. Emziği almak istemez bazen. Onun uyku demek olduğunu bilir. Memede uyumasına pek izin vermedim (istisnalar kaideyi bozmaz).

Yazın Tracy Hogg'ın* kitabını okumaya başladım (kumsalda fena sükse yaptım yalnız). Baktım ki benim uygulamaya çalıştıklarımı söylüyor büyük oranda, tabi kendisi Türk kültüründen, anneanne, babaanne, konu komşu müdahalesinden bihaber, gene de koydum ağırlığımı ve uyguladım. Ama çocuğun karakteri var, istediğini alıyor, istemediğini almıyor.

En son yatır kaldır yöntemi esnasında, ki fazla ağlatmadan kucağıma almışken o kadar öfkelendi ki agresif şirin kararttı, nefessiz bıraktı kendini. Bundan sonra karar aldım, kitapları kenara bıraktım. Zaten 10 yıldır alanda öğrenmişimdir dedim öğreneceğimi ve "kendi bildiğimi okudum".

Değişen ne biz gene aslında EASYiz. Gene yiyor, oynuyor, uyuyor ve ben kendime kalıyorum. Bilemem Tracy'i uygulasam daha uzun uyur mu? Ya da aslında bilmiyorum, uygulamıyor muyum?

Biz şuan Elçim-Ulaş yöntemi uyguluyoruz: Ulaş'ı emziriyorum, 1,5 saat kadar takılıyoruz, sonra arıza başlıyor, yatırıyorum, baktım mızıkıyor, yatağında oturtuyorum, ağzında emzik yanında oyuncak, yavaş yavaş kaydırmak suretiyle yatırıyorum ve poposuna pireler koloni kuruyor.

Koloni dediysem 1 bilemedin 1,5 saat, mama saatinden çok önce uyanırsa biraz oyun oynatıyorum sonra yeniden tumba yatak...

Şu anki yöntemimiz budur.


Tabi ki her gün aynı olmuyor. Her gün kolay olmuyor. Aşmış süper anne imajı vermeyi çok isterdim ama bazen ikimizin de sinirleri çok hırpalanıyor. Uykular aksıyor, kurallar çiğneniyor. Ama artık Ulaş'ı "bir şey yapmaya" zorlamıyorum (yani çoğunlukla). Bu hem onu hem beni daha fazla yoruyor.

Gelelim ilk soruya KİME GÜVENECEKSİN????

KENDİNE!!!!!

Doğru yöntemin ne olduğunu tüm uzmanlardan iyi anne bilir. Bilir deeeeee

                              tabi ki okuduklarının üzerine (yazar burada "adamlar o kadar yazmış para kazansın meslektaşlarım- yarın öbür gün biz de kitap yazarız bakarsın" mesajı vermiyor, yanlış anlaşılmasın.)



*Tracy Hogg-Bebek bakım sorunlarına mucize çözümler.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...