bir sürü haller içinde...

30 Ekim 2014 Perşembe

değişim

Aslında daha içime düştüğü an başladı.. Önce sigarayla acılar içinde vedalaşmak, hayatımda daha büyük fedakarlık yapamam heralde diye düşünerek üstelik :). Alkollle oldukça mesafeli bir ilişki geliştirmek.. Ama hiçbiri değildi aslında.. Bunlar sadece sorumluluk duygusuyla yapılan işlerdi-miş..

Sonra algıda seçicilik başladı.. Bebekli kadınları-adamları ve bebekleri inceleme.. Çocuğa tavrı daha net fark etme, hatta profesyonel hayatta bile..

Ama daha dur bu da değildi..

Beraber yaşama süreci.. onun için olduğunun farkında bile olmadan yaptıkların ettiklerin.. Ama hala dur..

Sonra bir anda bir şey oldu.. Devrim!!! Yüreklerde kafalarda bir devrim oldu.. Ve çocuklar öldü.. Ben her çocukta içim koparak ağladım.. Eskiden de olsa ağlardım. Yapacak başka bir şey bulamadığında ağlıyor insan ama bu içimdeki korku, dehşet yeniydi.. Eskiden olsa... Bu her an kulak mememe peşi sırada taşlara tahtalara vuran parmaklarım yeniydi..

Bir de baktım ki.. Değişmişim.. Farkına bile varmadan.. eskiden zevk aldığım şeylerden artık zevk almamak değil.. Değişim zaten zamanın sonucu olarak oluşan bir olgu.. Tabi ki aynı değil hiç kimse bir önceki günle bile.. Ama bu 2,5 yıllık çocuklu hayat benim kimliğimi değiştirmiş..

Mino'yu okurken fark ettim.. Bir anda.. Öyle dank diye.. İçimdeki korkulu duyguyu anlamaya çalışırken..

Önceden okuduğum benzer öykülerde kendimi hep kahramanla özdeşleştirirdim.. Kadın-erkek fark etmez, ben oydum.. O... Gene ağlardım ama içim coşkulu olurdu.. Şimdiki gibi korkulu değil.. Şimdi kahramanın annesiyim.. babasıyım... Arkada kalanım.. Canımın acısını ve korkumu anlatamam.. Algı eşiğimin çok ötesinde bir acı içimde kabaran..

Aynı Ali İsmail'de, Berkin'de yaşadığım gibi..

Nerde, kendimi varsayarken düşlediğim gurur, kendini beğenmişlik..  Nerde şimdiki dehşetengiz korku.. (başka bir adlandırma yapamıyorum buna)

Şimdi daha çok sinirleniyorum, küçücük bebekle, karda ayazda dilenenlere.. Şimdi daha iyi anlıyorum babamın "ben olsam giderdim, ama sana git diyemem" söylemini.. Şimdi daha büyük endişeler taşıyorum dünyaya dair.. Ve artık haber izleyemiyorum.. Kulaklarım uzadı çekiştirmekten...

Nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorum dünyaya diyorum.. Sevgi dolu.. Sorumluluk sahibi.. adil, düşünceli, nazik.. Hep öyleydiler.. Acı çektiler.. Çocuğumun acı çekmesini düşünemiyorum..

Kafam karışık.. Benim yapmak istediklerim, yaptıklarım ve yapabileceklerim.. Ama çocuğum söz konusu olunca tümden değişiyor ruh halim..

Değiştim ben.. Çok değiştim.. Artık gelecek benim değil de onun.. Gelecek o yüzden her zamankinden önemli..

Geçmiş Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...