saçmalama hakkımı kullanıyorum

Bir PVCcinin önünden geçiyorum ve aklıma bu kadın da ne para kazanmıştır gibi bir düşünce geliyor.. PVC ile kaplanır, kısa sürede kaplanır!!! Hepsinde aynı ses.. Bir de overlokçular var.. Aynı kadın mı acaba?.. Sanki aynı ses.. Kulağım sıfırdır benim.. Sadece duymaya yarar.. Hiçbir şekilde hafızası yoktur.. Geri çağıramaz.. Aynı tonlama galiba.. Milyarlarca kez duyduğum sesi tanıyamıyorum işte..

Bir PVCci neler getirdi aklıma antamam.. İki sene kadar önce okuduğum düşünce balonları geldi aklıma.. Beynimin işleyişini de anlayamıyorum.. Öylesine hızlıca o kadar saçma düşünceler geçiyor ki içinden sıraya koyamıyorum..ZAten daha aklıma gelirken unutuyorum.. Yakalayamıyorum..

İşte düşünce balonlarının adını ve konusunu ilk duyduğumda bu yüzden bu kadar heyecanlanmıştım.. Düşünceleri, geldikleri gibi, akış sıraları ile kayıt altına almak... Şerrrefsizim aklıma gelmişti :)) Belki kaydedebilirsek anlamlandırabilirdik.. Üstelik belleği de daha iyi anlardık.. Serbest çağrışımı..

Böyle düşüne düşüne, düşünce balonlarını hatırlamaya çalışarak geçtim gittim PVCcinin yanından..

Aslında iyi kitaptı.. İyi bir fikir!! Ama sanki daha iyi işlenmeliydi.. Kayıt biraz yetersiz mi kalmıştı.. Belleğe dair daha fazla ip ucu mu aramıştım yoksa ben? Fazla mı beklentiye kapılmıştım?

Ama konuşma ve/ veya yazma hızı ve de otosansür engeldi bence... ayrıca o kadar daldan dala, o kadar serbest çağrışım ve o kadar delice ki...

Sonra.. Sonra değil aslında aynı anda.. Aklımda bir sürü başka düşünce.. Evde yemek var mıydı? Ulaş ne yapmıştı? Servise yetişebilecek miydim? Sonra biraz da zorlamayla yeniden düşünce balonlarına dönüş.. O aşk hikayesi öykünün ciddiyetin bozmuştu galiba.. Günlükle, düşünce kaydını da bir kefeye koymuştu.. Günlük başka bir şey ama.. Daha bir günden kalanlar.. Anılar, duygular düşünceler.. Düşüncelerini olduğu gibi, geldiği gibi kaydetmek bambaşka.. Çünkü o kadar saçma şeyler düşünüyoruz ki.. Ardarda hatta aynı anda milyarlarca neron.. ordan bir anı, burdan bir plan, şurdan bir önyargı çıkarıp çıkarıp ısıtıyor..

Ben mesela ovelokçu sesini karısı sanırdım bir ara.. Neyse.. Saçmalama hakkımı kullandım.. Çünkü bu güne dair tek düşüncem UYKUM VARRRRR..

Neden bilmiyorum.. Gözlerimi açık tutmakta -öğlen oldu, kahve çay her şeyi yaptım- halen güçlük çekiyorum.. Akşam da güzel uyudum oysa.. Önder bir ara horladı ama.. :))

Bu ara bir de ne çok gol var dimi?? Ama hala 8 atan çıkmadı.. Arkadaş ne duruyorsunuz, pusuda bekliyoruz resmen yaaa...

İşte düşünceleri sıralamadan yazmaya kalkınca böyle bir salata çıkıyor ortaya.. Şizofreniye giriş mi yapıyorum yoksa.. Geç kaldım ama..

İyi kitaptı yine de.. Düşünce balonları yani.. Sevmiştim her şeye rağmen.. hayalkırıklığım kendimdendi.. Ben daha iyisini yazardım oysa.. Neden aklıma geldiğinde yazmamıştım ki?? En sevdiğim kitabıydı Lodgeun sonra biraz sıkıcılaştı sanki..

Bu yazıyı burda bitirmezsem sonsuza kadar sürecek..

Bir de ne garip olurdu başkalarının düşüncelerini okusak (okumak mı denir ki??) Kendi düşüncelerim bana yeterken, bir de başkalarınınkilerle boğuşmak..

Hadi kestim burda.. Anında yayınla tuşuna basmazsam asla yayınlamam bu yazıyı.. Galiba :)