bir sürü haller içinde...

28 Ekim 2014 Salı

notum kıt

Daha önce de demiştim; bayıldığım bir uygulama var: goodreads.. Burada okuduğun kitaplara yıldız falan veriyorsun..

Geçen bakıyorum eski okuduklarıma da.. Ne notu kıtmışım yav ben.. Koskoca adam yazar olmuş, yazmış ben beğenmiyorum pehh.. Ne haddime!!! Ama yapmışım işte.. Nasıl bir ego tatminiyse artık.. Kendim yazar olamadım ama fena eleştiririmci kitap eleştirmenleri gibi :)) Zaten hiç sevmem ben bu kitap eleştirmeni milletini.. Neden bilmem, kitabı yazabilen adam eleştirsin.. Yazar olamadım ama eleştiriyorum ne yaa.. Matematik notunu muhasebecinin vermesi gibi.. Benim işim matematik.. Pehhhh..

Dönelim kıl öğretmen edalarıma.. O kadar az 5 yıldız vermişim ki.. Hele de son zamanlarda.. İlk zamanlar biraz daha insaflıymışım.. Sonradan biraz daha yükselmiş beklentim.. Yani bakıyorum, eşit yada yakın oranlarda sevdiğim/beğendiğim kitaplara öncekine oranla bir yıldız düşük verir olmuşum. Önceden 4,5'tan 5 yaparken şimdi 4,5'tan 4 yapmaya başlamışım.. Ayyy öğretmen olsam ne uyuz olur muşum??? :))

Bazen utanıyorum koskoca Boris Vian'a 4 vermekten ama 5'i çok daha iyisine saklamak istiyorum. İşte bütün mesele bu.. Daha iyisi olmalı.. İyi kitap okudukça hep beklentim artıyor.. Daha da iyi olmalı.. Bir de o anki duygularım, o anki ruh halim etkili tabiki.. Bir baktım da beni asla bırakma'ya 5 vermişim.. Evet çok sevmiştim, etkilenmiştim.. Öykü etkileyici ve yaratıcı, anlatım lezzetli ve sürükleyiciydi... Zaman zaman ada filmini çağrıştırsa da özgündü.. Ama o kadar bayıldığım puslu kıtlar atlasına 4 vermişim.. Neden??? Şu an hiç bir fikrim yok. Yada beni asla bırakmanın türünden karanlığın sol eli e onu daha çok sevmemiş miydim?? Ama ursula ablanın mülksüzleri var.. Bakınız tüm notlarım..

Bazen de sevdiğim insanların sevdiği kitapları onlar kadar sevemediğime üzülüyorum.. Mesela, aklına da çok güvendiğim, sevgili kardeşimin otostopçunun galaksi rehberindeki absürtlüğe bayılmasına karşın benim ehhh kalmam.. Yada Önder'in delidumanda yerlere yatmasına karşın, benim en fazla gülümseyip, beğenileri abartı bulmam gibi..

Dün Mino'nun Siyah Gülü'nü notlarken de çelişkiler içinde kaldım.. Bir taraf biraz eksik geldi.. Tam olarak da tanımlayamıyorum.. Metrobüste durağa geldiğime ağlamaktan kurtardığım için sevindim oysa.. Dil anlatım.. Konu.. vs... Şaphane.. Ama.. Minoyla ilgili yorumlarımı daha sonra uzun uzun yazmayı planlıyorum o yüzden burada keseyim..Eksik birşey var diyor ya kendileri, işte öyle.. Tanımlayamadığım bir eksiklik hissettim..

Tamamen anlık duygularla olduğuna hükmettiğim, kitap eleştirmenliği deneyimim.. Bu yıldızlama işinde fazla tutarlı olmadığımı anlamakla beraber, kitap eleştirilerimi de hemen bir kalemde silip atmayınız reca edeceğim.. En azından buradakiler daha tutarlıdır..

Anladım ben bu işi, kitabı bitirir bitirmez yorumlamamak lazım.. Çok anlık karar veriyorum.. Yazık oluyor koskoca yazarlara.. :))

Hem ne demiş ünlü türk düşünürü: yıldızlar da kayarrrrr...durmaz yerinde... nanana :)) Hadi iyi bayramlar... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...