bir sürü haller içinde...

6 Mayıs 2014 Salı

zaman

Zaman öyle karmaşık bir olgu ki.. Sanki hiç geçmiyor sanırken bir bakıyorsun bissürüsü geçivermiş.. Geçen gün ömürden.. Ömür geçiyor ama biz hep ve hala hafta içi/hafta sonu sayıyoruz.. Hep ve hala ufacık hedefler belirleyip, eriştikçe seviniyoruz sanıyoruz..

Ve hayatına bir çocuk girene kadar da o kadar da farkına varamıyor insan zamanın hafta içi/ hafta sonundan müteşekkil olmadığının, aslında koşan bir şey olduğunun..

O kadar kör gözüm parmağına değişimler oluyor ki çocuklu bir hayatta.. Reddetmek, görmezden gelmek, kaçırmak mümkün değil.. Boyu uzuyor mesela :)) Birkaç gün önce uzanamadığı yerlere uzanmaya, karıştıramadığı yerleri karıştırmaya başlıyor.. kucağında taşımak ciddi sırt ve bel ağrıları yapmaya başlıyor (misalen geçen yolda kucağıma gelmek isteyen Ulaş'ı alenen reddettim: çok ağırlaştın artık oğlum git baban taşısın dedim :)




Ve her gün yeni beceriler kazanıyor.. Dün yürüyemeyen velet bugün koşuyor, zıplıyor, tırmanıyor, merdiven çıkıyor ve takla atıyor (yazıyla takla :) Her gün yeni bir sözcük ekliyor hazineye.. Yeni bir yaramazlık, yeni bir oyun, yeni bir bozgunculuk yöntemi, yeni bir huy....Günbegün değişiyor, değiştiriyor.. Ve fark ediyorsun ki zaman geçiyor...

Evet geçen yıl bu zamanlar; Ulaş'ın ilk doğumgünün heyecanındaydık.. Kalabalığa nasıl tepki vereceği konusunda endişeleniyor, sevdiklerini/sevmediklerini tam da ayırt edemiyorduk.. Bu yıl bu konuda daha rahatız.. Sevdiği şeyleri anlamak daha kolay..

Geçen yıl yürüdü/yürümedi derdindeydik bu sıralar.. Şimdi konuştu/konuşmadı diye vahlanıyoruz.. Ondan önceki yılsa geldi/gelmedi heyecanı, endişesi ve merakı içindeydik.. Nasıl biri olacaktı ki... Nasıl alışacaktık birbirimize.. Nasıl bir düzen kuracaktık...

Ondan öncesi ise... yazı öncesi gibi.. kayıtsız, belirsiz, unutulmuş.. Birkaç çanak, çömlekten ;) hatırlıyoruz nasıl yaşadığımızı.. Hafta sonunda neler yaptığımızı, tatillerde yada.. Fotoğraflar olmasa onlar da unutulacak.. Yada mektuplar.. Hatırlıyoruz hayal meyal, belli belirsiz.. Nasıl da aşıkmışız.. Sayfalara nasıl sığdıramamış sohbetleri.. Şimdi en temel konumuz tosbağ.. Bugün şunu dedi, şunu yaptı :))

Zaman geçiyor.. Hep geçiyordu aslında.. Yürüyüp gidiyordu yanımız sıra.. Bazen bir şarkıda fark ediyorduk, nostaljik kaldığımızı, bazen uykusuzlukta, yorgunlukta.. Ama pastanın üzerine sığmadığından beri mumlar o kadar da dank diye oturmuyordu geçen zaman.. Çocuktan sonra hergün kafa göz dalıyor, beynine beynine vuruyor varlığını.. Sürekli bir şeyleri yakalamanın peşinde, bir şeyleri kaçırmanın acısında ve gelecek günün merak ve heyecanında..

Çocuklu hayat her gün yeni bir challenge'la geliyor.. Yeni bir merak, yeni bir endişe.. Değişmeyen tek şey endişe.. İlk içime düştüğünden beri..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...