bir sürü haller içinde...

28 Ocak 2014 Salı

alışmakkkk

Yaklaşık 2 yıl oldu, şu annelik mesleğinde bulunmam ama halen kendimi "anne" görmüyorum desem yalan olmaz.. annelik kim ben kim diyorum zaman zaman.. Daha doğumdan önce üzerine annelik çöken kadınlara da hastayım.. O özgüvene, o sevgi ve şefkat kelebekliğine, o sorun çözücü bilgeliğe.. Yok arkadaş bende yok öyle bir nirvana.. Belki de anne olması uygun olmayan bir kadındım da yanlışlıkla gönderildi bu velet bana..

Kendimi halen bir çocuğun annesi olarak göremiyorum.. Sevgi tabi ki anlatılmaz, ilgi bakım sorumluluk elimden geldiğince.. Ama sanki ne bileyim hala alışamadım ben.. Aklım sürekli onla meşgul olsa da sanki annelik daha fazlasıymış gibi geliyor.. Onun bana annea demesi, peşimden ayrılmaması, onu uyutmak yedirmek altını almak vsvsvs.. Bilişsel, motor, ahlaki, duygusal gelişimini düşünmek.. Geleceğini planlamak.. Hayalini kurmak, onu bu hayallere köle etmeden..



Ben hep böyleydim galiba son sınıfta toplantı düzenleyen bölüm başkanına geldik gidiyoruz kendimi psikolog olarak göremiyorum demiştim.. Bu çok iyi bir şey şeklinde tepki alsam da, 10 yıldır alanda çalışıyor olsam da hep daha fazlasıymış hissim devam ediyor.. Mükemmeliyetçi de değilim ama :))

Yani elinden gelenin maksimumunu yapmak, anne sorumluluklarını almak açısından değil, beyninin bir lobunu ona adama konusunda da değil.. Etiketle ilgili bir alışamama halim var benim.. İşte öyle bir his: Bir çocuğun annesi olmak.. Ne de büyük bir sözcük aslında.. ANNE!!! Bundandır zaman zaman Ulaş'a bakıp annesiyim onun diye düşünmem.. Annesiyimmmm.. Bazen kendimi bu sözcüğün altında ezilir hissediyorum, yetersiz hissediyorum her yaptığımı, anne olmak için hep daha fazlası olmalı.. Daha fazla zaman geçirmeliyim Ulaş'la, daha fazla oyun oynamalıyım, daha fazla kitap okumalı, daha fazla konuşmalıyım.. Yemekten sonra pestil halde koltukta uzanırken, Ulaş gelip beni itip kakıp oyuna katmaya çalışırken gözlerimi açık tutmak dışında da bedensel hareket ve faaliyet göstermeliyim.. Sürekli bir suçluluk hissi.. Sonuçta anne olmak görünmeyeni bilmek, olamayanı oldurmak değil mi??

Canı yandığında bana koştuğunda, başkasının öpüşü değil benim öpücüğüm iyileştirdiğinde, kucağıma gelip susuverdiğinde, kızdığımda maymunluklarla beni yumuşatmaya çalıştığında... şaşkına dönüyorum.. İnanamıyorum.. Hala alışamadım ben annelik etiketine.. Nasıl büyük bir mucize bu yaratık, bu her gün, her an değişen, her dakika yeni bir şey öğrenen ve acı bir beklentiyle senden onay isteyen, sevgi isteyen.. Küçük şeylerin tanrısı etkisi devam ediyor hala bir yerlerde.. İnsanın böyle bir yaratığa başka türlü davranmasını mümkün göremiyorum..

Mesleki deformasyon da var tabi.. Çocuğunu kendisiyle cezalandıranlar, sevgiyi koşullara bağlayanlar, o istediği için öyle davranmak, öyle olmak zorunda hisseden çocuklar..  Bir taraftan da akademik başarısı/kurllara saygı vs önemli değil mutlu olsun mottosuyla bencil insanları dünyamıza salanlar.. Ve tabi amaan vursun kırsın hakkını alsın, hakkından fazlasını alsın arsızları.. Nasıl bir sözcük şu annelik.. Nasıl büyük bir yük.. Sadece kendine değil, topluma salıyorsun sadece çevreni değil dünyayı etkiliyorsun.. Sadece bir çocuğun annesi değilsin yani... Çok daha ötesi.. Ulaş her annea dediğinde ürperiyorum, korkuyorum.. Ben neler yapıyorum???





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...