bir sürü haller içinde...

16 Nisan 2013 Salı

gözlemlere devam ediyorum.. hala


Annelik çok yüce, çok ulvi, çok filan çok falan bir duygu eyvallah...

Evet bazı şeyler anne olunca daha bir netleşiyor, kabul.

Başka hiçbir yaratığı bu kadar içten, bu kadar karşılıksız, bu kadar fedakarca sevmek de mümkün değil, peki...

Ama biz (ya da bana özel mi acaba) her şeyi başarı çizelgesinde yaşayan nesil... anneliği de böyle görüyoruz sanki.

Hamilelikte yapılması gerekenler liste halini alıyor beyinde. Yapılabilenler + yapılamayanlar - sayılıyor. Ve kesinlikle yanlışlar doğruları götürüyor. Doğumdan sonra da aynı şey geçerli. Sürekli bir yetememezlik, yetişememezlik hissiyatı ile yaşıyoruz. Dolayısı ile yapılabilenler biraz fazla abartılıyor ki eksikler görünmesin.

Misal süt içemiyordum hamile iken, ne çok zorladım kendimi, ne çok suçladım. Olmadı yoğurdu 2 katına çıkardım.

Ama anlatmak istediğim tam olarak bu değil.

Şöyle ki; yoğun çalışıyor, geç geliyorsunuz, emzirmek mi lazım b.ku çıkıyor. Obsesyon halini alıyor emzirme meselesi.

Sanki çocuğuma fazla zaman ayıramıyorum ama bak iyi bir anneyim ben mesajını hem kendine, hem çevrene, hem de çocuğuna vermeye çalışıyorsun. Annelik = emzirmek oluyor bunun sonucunda. Gelsin malt içecekler, tatlılar, vs.. Kim ne söylerse süt artacak diye hemen uygulayıvermeler. Pompa ile sıkıfıkı ilişkiler geliştirmeler.

Tamam emzirmek önemli, anne sütü değerli, bağ keyifli, ama... Ama bu kadar kafaya takmaya ne gerek var yavhu. Biraz akışına bırakmak lazım. İlla da olmazsa olmaz değil ya bu meret. Sürekli bunu düşünerek, bunun için yaşayarak annelik yaşanır mı?

Aslında piyasa ile ilgili biraz her yerde bebek dostu hastaneler, emzirme haraketleri, posterler ilanlar, çocuk bakımında TEK önemli şey sanki. (bu arada yazaken bir yandan süt sağıyor olmam sözlerimle çelişik değildir temin ederim :)

Ya da emziremedin mi, o suçluluk hissinin altından nasıl kalkıncan, elinde süpürge çocuğun önü arkası gez, emzik halıya düşse kanar sularla yıka, sterilizayon makinelerine at, hijyenin b.kunu çıkar.

O da mı olmadı yeni çıkan her ana-baba eğitim kitabını piyasaya çıkar çıkmaz yakala, elinden düşürme, ne diyorsa aynen uygula.

Olmazsa doktoru taciz et, ık dese sor, bık dese sor, hafif düşse acillerde sabahla...

En sonunda pedagog, psikolog, psikiyatr bırakma gitmedik....

Amaç yetemezlik hissini bastırmak, saklamak. Önce çocuğa sonra kendine ne kadar çok önemsediğin izlenimi vermek, ne kadar da iyi bir anne olduğunu ispatlamak.

Ama bitmiyor işte. Çünkü içinde hep eksiksin, hep yetersizsin, telafi ile uğraşmaktan anı yaşayamadığını fark edemiyorsun.

Fazla mı abarttım?..

Çok mu haksızlık ediyorum?..

Böyle kaskatı yaşayan insanları gördükçe üzülüyorum. Hişşşt sakin azıcık akışına bırakın demek istiyorum.

Belki onlar da bana bir şeyler demek istiyorlardır.

Belki 1 sene emzircem gerisi luzumsuz dediğimde (hala emiyor ama tosbağ) duyarsız;

                         Ulaş'ın yere düşen emziğini silkeleyip ağzına soktuğumda tembel/ pis;

                         düştüğünde uzaktan bakıp hadi Ulaş bir şey olmadı kalk dediğimde vicdansız falan diyorlardır.

Olamaz mı olabilir....

Sonuçta herkes doğru bildiğini yapıyor, herkesin bildiği doğru.

Sadece gözlemlemece işte.

Naçizane....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...