bir sürü haller içinde...

29 Ocak 2015 Perşembe

bu işte bir yanlış anlama var

Geçen yaşı bizlerden oldukça büyük bir hakimle sohbet ediyorum bana dedi ki "hep siz psikologlar yüzünden bencil çocuklar yetişiyor".. Kendilerinin yetiştiriliş tarzından falan bahsetti.. Biz psikologların koşulsuz sevgi dayatmamızdan... Çocukların bencil ve doyumsuz olduklarını.. anlattı..

Evet onun bahsettiği yetişme tarzlarını onaylayamıyordum ama haklılık payı yok muydu söylediklerinde?? Bu işte bir yanlışlık vardı..

Sonra baktım ki -özellikle kaliteli zaman kavramı tartışmalarında- biz komple yanlış anlamıştık söylenenleri..

Belki de ben -başka türlü bir psikologum- ne de olsa işim gereği reklamımı yapmama gerek yok.. O kadar mükemmel olmasam da olur.. ;)) Hatta bir arkadaşım bir ara "senin kadar çok nomal diyen bir psikolog tanımadım" demişti.. O yüzden kaliteli zaman, çocuk yetiştirme yöntemleri, vs gibi konulardan para kazananların söyleyemediklerini söyleme şansına sahibim belki.. Belki de ruhumun mütamadi muhalif unsuru bir kaçak yaratıyor bilmiyorum..

Çocuklara geçmişteki bakış açısıyla, birer minyatür yetişkin gözüyle bakmıyorum.. ya da itaat beklemiyorum kendi çocuğumdan.. İtaate sorgulamamaya olumlu bakmıyorum tahmin edileceği gibi.. Lakin saygının karşılıklı olduğuna inanıyorum..

Ben bir arkadaşımla sohbet ederken çocuğunun sürekli lafını kesmesine izin vermesini doğru bulamıyorum.. Benim çocuğum bunu yapmamalı.. Haklarını ve sınırlarını bilmeli diyorum.. Bu yüzden bu çocuğa değer verme kavramının da yanlış uygulandığını düşünüyorum..

BENCE!!! Çocuğa sekiz çeşit yemek pişirip beğenmedikçe başka bir seçenek sunmak yanlış...

BENCE!!! Çocuğumu dinleyeceğim diye başka insanlarla ilişki ve iletişimlerini bölmesine izin vermek yanlış..

BENCE!!! sen değerlisin'i sadece sen değerlisin olarak anlamasına fırsat vermek yanlış...

Şimdiye kadar hiçbir yazımda ve söylemimde bu kadar çok yanlış sözcüğü kullanmamıştım.. Çünkü herkesin doğrusunun yanlışının kendine özel olduğunu, yanlış olduğu düşünülen şeylerin başkaları için çok da doğru işlevler kazanabileceğini düşünürüm..

Ben kendi bakış açımı yansıtmak istiyorum daha çok.. Misalen Ulaş'ın oyun parklarında 3 oyuncağa binme hakkı var.. (paralı olanları kast ediyorum) Birisine binip iki saniye sonra inmek istediğinde -ki başka bir şeye takılıyor gözü- bunun da sayıldığını, bitirmeden inerse sonuçlarına katlanması gerektiğini kendisine iletiyorum.. Ben başkaları ile konuşurken kendisini biraz sonra dinleyeceğimi, şu an başkasını dinlediğimi bildiriyorum... Başkalarına vuramayacağını, oyuncaklarına zarar vereyemeceğini biliyor..

Oyun parkına gideceğimiz zaman önce kahvemi içeceğimi ve oradan oyun parkına gideceğimizi biliyor.. Bizim bir hayatımız olduğunu ve bize saygı duyması gerektiğini öğreniyor...

Koşulsuz olarak onu sevdiğimi, o ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın sevmeye devam edeceğimi biliyor.. Yaptığı davranışların iyi-kötü sonuçları olacağını da öğreniyor ama.. Bu sonuçların ona olan sevgimle bir ilgisi yok..

Bir gün öğle uykusuna gitmek istemiyor.. Ben yatırıyorum peşimden geliyor falan.. Uyumak istemiyor musun dedim... Hayır dedi.. Yorgun değil misin? hayır.. Peki gel otur.. Ben de kanapeye uzandım.. Biraz sonra yanıma gelip benimle oyun oynamak istedi.. Annecim şu an senin uyku saatin ve ben sen uyandığın zaman seninle güzel oynayabilmek için bu saatte dinleniyorum.. O yüzden benim de dinlenme saatim.. Seninle oyun oynayamam dedim.. Gözleri bir belerdi.. Bir şaşırdı.. Biraz kendi kendine oynayıp, ben uyuycağğğm buyurdu... Tamam annem gel yatırayım dedim ve mutlu son..

Çocuklarımıza verdiğimiz mesajlar bence çok önemli.. Ona bilmem kaç çeşit yemek hazırlayıp tekrar tekrar sunum yapmak, yemeğini yemediği için koşa koşa mutfağa gidip seveceği bir yemek hazırlamak; doyumsuz, ne istediğini bilmeyen, istemekten keyif alan çocuklar yarattığı gibi öncelikle anne babaları için sonra karşılaştıkları diğer insanlar için bu insan benim için var algısını yaratmaya, sevgi kavramını isteğinin olmasına bağlamalarına, isteklerini yerine getirmeyen insanların kendilerini fazla sevmediği yönünde bir inanış geliştirmelerine yol açabilir.. Ayrıca problem çözme becerilerinin gelişiminde de bir handikap yaratabilir..

Çocuklara değer verme kavramının altındaki her istediğini yapmak değildir.. Onlara birey olarak davranma, isteklerinin ve düşüncelerinin önemli olduğunu hissettirme, duygu ve düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir ortam hazırlamaktır. Bütün bunların altında her istediğin olacak mesajı vermek anne babaya olduğu kadar çocuğa da yüktür..

Ben psikologların yanlış anlaşıldığını düşünüyorum bu anlamda.. Bu yüzden bunları yazma gereği duydum.. Kaliteli zaman ise başka bir konu, başka bir yazıya :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...