Bitmeyecek öyküye de bunun referansı ve heyecanıyla başladım doğal olarak, bambaşka ama aynı derece etkileyici bir hikayenin içinde buldum kendimi.. Bastian Balthasar Bux o kadar da yabancı değildi bana..
Yani onunki gibi bir çocukluk değildi benimki ama öykülerin içinde kaybolma, kahrama olma, yeniden yaratma ve uydurma davranışlarını büyük oranda sergiliyordum.. Evet fantazya gerçek.. Bazen Pal Sokağında, bazen ıssız bir adada.. Ama ben gittim.. Hem de defalarca.. Artık eskisi kadar sık ziyaret edemiyorum çocuk imparatoriçeyi ama gördüm onu defalarca.. Farklı adlarla..
Bitmeyecek öykü hayalgücünün sınırsızlığını vurgulayan bir roman.. Ayrıca beğenmediğimiz taraflarımızı değiştirmenin sadece kafamızdaki bir kaç saniyelik kalıp yıkımıyla gerçekleştirebileceğimizi, kendimizi değiştirdiğimizde aslında dünyayı değiştirecebileceğimizi gözümüze gözümüze sokan bir hikaye..
Okumayı sevmeyen çocuklarda özellikle işlevsel olacağını düşünüyorum.. O öykülerin ardında nasıl dünyalar yattığını anlayınca, bu büyülü ormanlara, yaratıklara hayran kalınca yeniden yaşamak isteyeceklerdir. Okumayı sevenler ise her yaşta ve anda sevecek, anlayacak ve etkilenecektir kanımca.. Ulaş büyüse de okusak, konuşsak beraber dediğim bir kitap..
Etkileyici, sürükleyici, değiştirici ve dönüştürücü bir kitap.. Yazarına yine yine yeniden hayran oldum.. Bu adam bu kafayı nerden alıyor allasen :)) Bu dünyaları, bu hayatları, bu organizmaları neresinden yaratıyor.. Dil zaten çok sürükleyici, kitabın şekli kısmı da etkileyici (lakin ben artistik ilk harflere kıl oldum, kimisini zor çözdüm yav :)
Velhasılı kelam okuyun, okutun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler....