bir sürü haller içinde...

23 Ocak 2015 Cuma

hedef ve süreç ikilemi

Genel itibarıyla, yarışmacı bir karakterim.. Her ne kadar engellemeye çalışsam da kaybetmeye pek tahammülüm yoktur.. Rakibime sinirrrr olduğumu çaktırmamayı öğrendim tabi yıllar içinde -büyük oranda.. Ama ne yazık ki, genel olarak eğlenceli oyunlar, sporlar vs benim için yenerken eğlenceli oluyorlar :(( Yok ama pisliğe de yatmam.. Yani sessiz sedasız kendi çapımda yaşarım sinirimi :)) Genelde-tabi genel kurallar karşımdaki Önder olduğunda biraz mutasyona uğruyor :)) Neyyse..

Bu yarışmacı kişiliğimi çoğunlukla toplum, hadi abartmayalım kendi küçük dünyam için olumlu şekilde dönüştürmeye çalışmaktayım... Bu yüzden halen okuyuyorum ve okul bittiğinde gideceğim yeni kurslar, sertifika ve dil programları için hayaller kuruyorum..

Geçen sene bu yönümü bildiğimden yapmamıştım ama bu sene dayanamadım ve goodreads'teki book challenge'a atladım.. 50 gibi cüzi bir hedef koydum kendime ki geçen sene 43 kitap falan okuyabildiğim düşünülürse aslında pek de cüzi değil.. Şimdiye kadar ki performansım gayet iyi gözüküyor.. Yani üç haftada 4 kitapla oldukça iyi gittiğim söylenebilir.. Ama dün gece Sunset Park'ı bitirmeye kasarken bir şey fark ettim..

Burada bir es vereyim. Lisemin duvarında şu yazı yazıyordu -galiba halen yazıyor- "başarı bir yolculuktur, varış noktası değil" Evet üniversite sınavlarında kafayı yemekle meşgul olan ergenler için pek de anlam ifade etmez bu cümle.. En azından benim için pek etmezdi, yani o andaki kafamda başarı; istediğim bölümü kazanabilmekti.. Hedefe ulaşabilmekti başarı, süreçte edindiklerim değil.. Iskaladıklarım hiç değil ;) Sonra iyi bir ortalama, yüksek lisans, doktora, iş.. Her zaman vardı bir başarı hedefim.. Ulaştığımda başarılı saydığım kendimi..

Sonra birden değişimler oldu hayatımda.. Hayatımın hemen her yönünde olduğu gibi fark ettirmeden ama birdenbire.. Anne oldum.. İnsanın hayatına bir çocuk girince fark ediyor belki de en çok zamanı ve süreci.. Çocuklu bir hayatta da pek çok hedef noktaları var ama çocukla ilgili pek olamıyor.. Yani Ulaş'la ilgili olarak nasıl başarılı sayabilirim kendimi.. Sağlıklı olduğunda mı, mutlu olduğunda mı, başarılı olduğunda mı, yararlı olduğunda mı??? Hepsi ve hiçbiri..Ve onunla yaşarken, uyudu uyumadı, yürüdü yürümedi, konuştu konuşmadı, yedi YEMEDİ :)) kendimi yerken farkına vardım.. Önemli olan süreçti.. Yoldu eğlenceli olan.. Belki 15 sene daha yaşacak bizimle.. Sonra kendi yoluna gidecek.. Aslında hep kendi yolunda gidiyor da, neyyse.. İşte süreci sindirme, süreçle eğlenme algılarım da böyle başladı.. Konuşmadığı dönemde onu konuştuğu onu yaşamak.. Endişelenmeden, keyifle işaretleri ile mutlu olmak, yarım cümleleri ile eğlenmek..

Ama iş çocuktan çıkıp hayatımın diğer alanlarına gelince büyük oranda tökezliyorum.. Tez tamamlanması gereken bir hedef.. Eğlenceli süreçleri göz ardı edilerek.. Ya da işle ilgili bir şeyler.. Bu book challenge'in de öyle olduğunu fark ettim bir anda.. Hadi bu bitti.. Yeni kitap.. 50 kitap okumalıyım.. Daha tam anlamıyla sindiremeden belki, düşünüp sorgulayamadan.. Aylak adam bitti mesela.. Üzerine otur iki dakika düşün.. C.'yi.. Karşıtlığını ve arayışını.. Atla diğer kitaba.. Okudun mu, okudum.. Peki ama süreç.. Yavaşlamalı mıyım?? Bilmiyorum.. Keyifle okurken ona da içim el vermiyor.. Ama sanki bir şeyleri kaçırıyormuşum hissi içimi yiyip duruyor..

Daha bir ay bile olmadı.. Dur bakalım ne olacak.. Süreci kaçırmamak umuduyla..

İyi hafta sonları :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...