bir sürü haller içinde...

12 Aralık 2014 Cuma

ulaşlı yazılar

Bu ara o kadar çok şey oluyor ki bizim evin Ulaş cephesinde, yazmaya yetişemiyorum.. Not aldıklarım dışındakileri unutuyorum.. Sonra yatarken aklıma geliyor, sabah yazarım diyorum yine unutuyorum ve böyle böyle yazmayı erteliyorum.. Bir yerden başlamalı ama artık..

Bizim tospik bu aralar pek fena fikir sahibi.. Durup durup bir fikri var diyor ve bir icat çıkarıyor.. Geçen mutfaktayım.. tutturdu: yemek yapma, dışarı yemeğe gidelim.. giydir gidelim.. Nasıl da ısrarcı..

Fenerbahçe maçı var.. Babası formasını giydi her zamanki gibi :(( bu arada bizimkinin adaşı bir abisi tarafından kendisine verilen forma da dolaptan düşüvermiş.. (tospik görmeseydi atıverecektim ama maalesef direk kendisine verilmiş, ben yokken) tabi baktı ki babasınınkinin aynısı ben de isterim diye tutturdu.. Önder -yine de incelik yapıp annene sor dedi ama, kriz kaldıracak halim olmadığından istemeye istemeye onay verdim- giyinip geldi sıpaşko.. Febahçe giydi bis, febahçe giydi bis.. şeklinde sevinç nidaları eşliğinde oturdu babasının yanına bir kendine bakıyor bir babasına.. evde bir kabusum oluyor derken senin kartal tişörtün de var biliyor musun dedim.. tutturdu giydir diye.. ertesi gün maç sırasında giymek üzere anlaştık.. ben unutsam da o unutmadı.. maçın başlamak üzere olduğunu fark eder etmez kağtal tişöğ giydiğ.. dedi.. kendisininkiyle aynı bir tişörtüm olmadığından biraz hayal kırıklığı yaşasa da kağtal giydi bis nidaları ile ortalılığı inletmekten geri durmadı.. (kendime not: acilen oğlana beşiktaş forması alınacak!!!)



Anneannesi İstanbul'a teyzeme geldi.. bize gelmesi biraz güç olduğundan haftasonu yanına gideceğiz..
konuştuk tabi anneanne geldi, oraya gidiyoruz diye.. hazırlandık, taksiye binip metro durağına gittik, geldi annane bis?, hayır daha değil, trene bineceğiz şimdi.. Metroda, yanımızda oturan adama nerede gidiy çen? adam: işe gidiyorum, ımm anne gidiy iş.. biraz sonra annane gidiy bis.. sonra yanımızdaki kadına anane gidiy bis.. sonra tüm metrobüs bizim anneanneye gittiğimizi öğrendi yol boyu.. Dönüşte ise bir isyan.. burda kağdı bennn :))

Yanıma geldi bak arkaaş şeklinde boş yanını gösteriyor.. Oğlan hayali arkadaş çıkarıyor paniğine kapılmak üzereyken tüm soğuk kanlılığımla soruyorum: adı ne arkadaşının? arkaaş nüğdül (anneannesi)..

Önlük giydiremiyoruz son zamanlarda.. I-ıhhhh şeklinde bir feryat ve bebe önnüğ çıkar.. ben abi oğduM şeklinde bir açıklama.. Peki o zaman kendin ye.. Yok.. Önlüğe abi, yemeğe bebekkk.. (bu arada yemek alışkanlıkları konusunda da yazacağım ama, önce kendimle yüzleşmem lazım) (bu arada2 abisin sen söylemi kesinlikle evimizde kullanılmamakta, kulllanılmamaya özen gösterilmekte olup kendi kendine geliştirdiği bir argümandır, gelişim kaynağını da ilerleyen zamanda başka bir yazıda açıklarım.. umarım :))

Sorular, sorular ve sorular.. Evimizin Ulaş cephesinin son dönem trendidir.. Bitmiyor.. Her şey niye ki... nerede, bu ne diğer biçimleri ama niye ki kadar popüler değil.. Niye ki ağdın niye ki?? şeklinde bir serzeniş elinden aldığım her şey için kullanılıyor.. Oğlum o tehlikeli, oğlum o kırılır, açıklamaları ise yeni bir niye ki?? niye ki tehkike, niye ki kığılığ, niye ki gittin, niye ki geldin, niye ki.... Çocuklara her şeyi açıklayarak kural koymak çok da iyi değil mi acaba?!?! ;)

Bir dönem konuşma terapisi çalışmış ve dil gelişimi testleri uygulamış biri olarak, çocukların konuşmaya başladıkları dönemde adını bilmedikleri ve fakat işlevini bildiklerini nesnelere yeni isimler bulmaları çok hoşuma gider.. Bu durum bizde de başladı ve çok eğleniyorum.. Tutacağı olan ve hayvan sesleri ile müzikler çalan oyuncağı takdimimdir: müzik danda (müzik çanta)

Babaannesinden kütüphanedeki kutulardan birini istiyor, babaannesi: ne yapacaksın onu? Ulaş: merak ettim

Bu aralar bir de özür dileme mevzusu çok hakim evimize.. Bize vurduğunda, bir şey attığında falan özür diletiyoruz ya beyefendiye, biz yanlışlıkla bir şey yaparsak tutturuyor: öcüğğ diğeee çen bende öcüğ diğeee. Kafasını sehpaya çarpmış, babaannesine tutturmuş öcüğ diğe diye, neyse özür dilenmiş, dedesi de kafasını sehpaya vurmuş sen özür dile ı-ıhh çen yaptı :)

Dudağıma parmağını sürüyor, hujj süğdü

Her evimde olduğu gibi yine suyun lanetinden kaçamadım.. Suyu çok çok sevsem de üzerimden akmasına tilt oluyorum.. Sorun çözümlenmeyince bizim duvardan çözmeye karar verdiler ve yıktılar :(( bkz: inşaatta yaşamak halindeyiz.. Eve geldim müjde boncuğum anlatıyor: uçta duağ yıktı..

Pazar sabah markete gidecek Önder bizimki de tabi eksik kalmaz.. Tutturdu: pağa veeğş sütt ağca.. Neyse verdim. Gittiler markete.. Sütünü almış, cüzdanından parasını çıkarmış tezgahtara uzatmış.. Bu aralar pek bir bağımsız zaten, merdivenden inilecek kendi baçıma, sandalyeye oturulacak kendi baçıma.. sütü de kendi baçına aldı.. tamamdır artık zaten geçen gün dişçiye gideceğim bana diyor çen git ben kenndi baçıma kağca.. Oğdu canımmmm

Bir yeni trendimiz de erteleme sanatı.. Evet biraz erken başladı işimiz var.. Gece yatma saati geliyor.. Ulaş 10 dakika sonra dingdangdong olacak tamam mı taam, dingdangdong oluyor diş fırçalamaya gidelim.. 5 dakka daha... Tabi ilk seferde bu kadar güzel bir söylemi kıramadım ve tamam dedim.. ama çocuklarla ilgili bilinmesi gereken 10000 şeyden en üst sıradaki her zaman bir üstünü zorlar kuralı gereği 5 dakika dolunca yeni bir talep geldi on..beş..dakka..daha.. ve pek tabi çocuklarla ilgili bilinmesi gereken 10000 şeyden en üst ikinci sıradaki bir kere olan hep olur kuralı gereği ertesi gün de aynı talepler yinelendi.. :))

Ve şimdilik son olarak konuşma konusunda geriden yarışa girse de çok hızlı ve hevesli olduğunu söylemek isterim.. Oyuncağının kutusunda diğer renklerinin resimleri var gösteriyor.. Kendisininki ile kutudaki rengi eşleştiriyor ben de onaylıyorum evet bu bizimki.. Yinelemeye çalışıyor ama bir türlü tatmin olmuyor.. Bicink, biciki, bicccki ufffff ben tekrarlıyorum, yine deniyor, kendi kendine öflüyor offf ben çöyliyce.. Tamam annem söyle bicinki?? oluyor işte ı-ıhhh ufff.. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...