bir sürü haller içinde...

4 Ağustos 2013 Pazar

frankfurt yolcusu




Dışişleri mensubu Sir Stafford Nye Uzakdoğudaki görevinden dönerken Frankfurt Havaalanında garip bir durumla karşılaşır. Yanına yaklaşan bir kadın ilginç bir istekte bulunur. Peşindeki katilleri atlatmak için Sir Staffordun yolculukta giydiği pelerini ve pasaportunu ödünç almak ister. Ona yardım etmeyi kabul eden Stafford heyecanlı bir maceranın içine sürüklenir...










Kitabı açar açmaz bir koku doldu içime.. Böyle kütüphanenin küflü saman kağıt kokusu gibi, rutubet kokusu gibi bişey...

Oysa yepisyeni aldığım bir kitaptı.. ama yanlış hatırlamıyorsam kokuların kodlanmadan direk depolanma halinden geliyor bu çağrışım.. Hani bir koku duyarsınız da bir insan, bir an, bir olay gelir ya aklınıza işte bundan sebep..


Neyse işte öyle bir şey oldu Frankfurt Yolcusu'nu açtığım an... Ortaokul yıllarım, şehir kütüphanesi, sıra altında okunan kitaplar, Agatha abla..

Kitabın girişinde karakter tanıtımı.. Zekice kurgular, olay örgüsü falan feşmakan.. Çook uzun zaman olmuş bir Agatha Christie romanı okumayalı, özlemişim :)

Agatha Christie'nin tüm kitaplarını okudum sanırdım.. Bunu atlamışım. Son romanlarından olmasından heralde... Bir de...

Bir de alıştığım anlamda Agatha Christie romanlarından değildi Frankfurt Yolcusu.. Gerçi yine olay örgüsünde bir şekilde aktif rol oynayan yaşlı teyzeler, ince zekice detaylar vs mevcuttu ama :) Yani öyle bir cinayet, ölüm, bunu araştıran bir Hercule Poirot falan yoktu. Daha çok bir çok casus romanı diyebiliriz belki ama tabi agatha ablanın içinde olması vesilesiyle öyle bond öyküleri gibi bir casusçuluk da değil.. Daha karmaşık siyasal yapılanmalar, her zamanki kişisel analizler, psikolojik irdelemeler...

Sevmedim diyemem ama dönüp dönüp baktım iç kapağa Agatha Christie editör de başkası mı yazdı diye.. Sanki yazarı başkasıymış gibi geldi sürekli... Farklıydı... Aslında sadece başındaki önsöz bile okunabilir. Agatha ablanın ağzından yaratıcı yazarlık dersi :))

Ama ben gene de bir nilde ölüm, üç perdelik cinayet veya şark ekspresinde cinayet'i tercih ederim...

İyisi mi bir Agatha re'si yapayım en kısa zamanda.. Bu nostaljik koku bağımlılık yarattı :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...