bir sürü haller içinde...

22 Eylül 2014 Pazartesi

eşitsizlik

Önder'e hep senden yardım beklemiyorum demişimdir.. Ev işlerinde de, çocukta da böyle bu.. Bu evin yetişkinleri olarak evdeki sorumluluklar ikimiz için de ortaktır.. Her ikimiz de -teoride- eşit olarak sorumluluk yükleneceğiz :))

Peh peh peh!!! NE büyük yalan..

Bu evlilik olayında öğrendiğim bir şey varsa o da işi ilk kim yaparsa onun üzerine kalır anlayışıdır :) He diyeceksin ki yapma o zaman.. Nasıl yapmayayım?.. Şunu yıkar mısın deyip evet cevabı aldıktan 2 saat sonra o ŞEY halen olduğu yerde dururken yapılacak doğru davranış nedir??

a) yıkamak
b) kavga etmek
c) yeniden söylemek
d) sakince konuşup kendini anlatmak

Evet bildiniz... Peki nasıl sorusunun da cevabı var mı acaba?? Var olmaz mı? Ama, ama işte yaa neyse..

Bu yazıdaki derdim kocamı çekiştirmek değil.. En azından tamamen değil ;) (Önder okuma sen istersen :)

Bu toplum (gözlem popülasyonumu sadece bu toplum oluşturduğundan daha da ötelere genelleyemiyorum ama çok aşırı fark olduğunu da sanmıyorum) anneye pek bir değer, önem vs gösteriyor gibi davransa da babalar hep (hadi çoğunlukla diyelim) kayrılıyor.. Bu yapan en temelde bizzat çocuklar.. Özellikle boşanmış ve boşanma aşamasındaki ailelerde babanın ayrı olması çocuklar tarafından daha bir kabul görürken, annenin ayrı olması terk olarak algılanıyor ve daha büyük bir tepki ve öfke ile karşılanıyor. Çocuğa göre; çoğunlukla, baba gidebilir, başka bir hayat kurabilir, başka ilişkiler yaşayabilir, kendisi ile bir süre görüşmeyebilir.. Tabi ki açtığı yaralar ve uyandırdığı bir öfke var.. ama çocuk ilerleyen yıllarda özellikle onu affetmeye daha bir meyilleniyor.. Ama anne giderse, hele de başkası ile bir ilişikiye girerse affetmek çok daha zor oluyor.. Çocuk da hep bir iç ses: beni bırakmamalıydı diyor.. Dış etkenleri zaten saymıyorum..

Neyse, söylediklerim en uç boyutu anne baba eşitsizliğinin.. Benim derdim çok daha basit boyutları.. Ev içinde anne baba beraberken de çocuklar babaları kayırmaya meyilli...


Şöyle ki; Ulaş babasıyla oynamaktan, onunla vakit geçirmekten çok keyif alıyor ve bu zaman diliminde acayip mutlu.. Ama bir şey, garip bir şey var.. Sanki onunla paylaştığı zaman babasının ona verdiği özel bir şey, benimse görevim..

Amaan senin hüsnü kuruntun falan demeyin hiç.. Yani Önder eve benden biraz daha geç geliyor, biraz daha erken çıkıyor olabilir.. Cumartesileri de yarım gün evde olmayabilir.. Ama öyle günlerce bir yerlere gittiği, şehir dışı, yurt dışı gezdiği falan yok.. (Sadece yazın 2 hafta ayrı kaldık, onda da hafta sonu bizimleydi) Yani öyle uzun zamanları ayrı geçirmiyoruz.. Üstelik Ulaş'la çok güzel, uzun uzun oynar, ona gayet de kaliteli zaman ayırır..

Bu sadece bizim evde gördüğüm bir durum olsa tamam diyeceğim itirazlar doğrudur.. Olay benim hüsnü kuruntumdan kaynaklıdır.. Ama çevrede de gözlemlediğim bir şey bu..

Baba yorgun olabilir, hasta olabilir, baba uzanıp maç izleyebilir, telefonuyla takılabilir.. Ama anne??? Yoooo onun öyle bir hakkı olamaz.. çünkü babasının ona ayırdığı zaman ona verilen bir hediye..

Üstelik çok açık, çok bariz delillerim var.. Önder Ulaş uyanıkken de yatabiliyor :)) Sürekli bir taciz yok kendisine yönelik.. Onun mahremiyetine de saygı var.. Tuvaletteyken kapıda sürekli vızırdayan, kapıyı açıp içeri dalan bir tosbağ yok mesela.. Ya da telefonunun dokunulmazlığı var.. (Hafta sonu babası tuvaletteyken telefonunu almış aneaa şeklinde bana gösteriyor.. Ama büyük bir mucize elinde tutabildiği alet, öyle bir sevinç ve heyecan içinde :)

Kıskanıyor muyum?? Tabi ki de.. :)) Özellikle başımın ağrısından kafamı kaldıramıyor, gözlerimi açamıyorken: annecim ne olur biraz kendin oyna dediğimde kalk, gel şeklinde emir cümleleri peşpeşe sıralandığında.. (hele de babası karşı kanepede uzanmış gazete okurken onun oradan attığı yastıklar, paylaştığı gazete ekleri yeterliyken)

Ulaş çok anneci bir çocuk değil.. Babası ile vakit geçirmekten çok mutlu.. (Tatilde bana git deyip eğlenceli zamanları babayla geçirmeye gayet de meyilli). Ama babasının hakları ve özel alanları var.. Benimse her ama her şeyim o.. Onun dışında biriyle konuşmam, iki çift laf etmem bile sürekli bir anne anne söylemleri ile tacize uğruyor..

Bir de üstelik arkamdan iş çeviriyorlar.. Gel de sinir olma.. Nerde eşitlik, hak adalet falan.. Daha bizim evde yok :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...