bir sürü haller içinde...

12 Haziran 2014 Perşembe

Ulaş'ın kitaplığı

Bazen bilim insanlarına inanmak lazım sanırım :)) O kitapların üzerine koskoca 2 rakamını boşuna koymuyorlar-mışşşş.. Ben bizim kitap sevgimizden ötürü genetik olarak Ulaş'ın da kitap sever olacağını, yanına oturtup kitabın içeriğini merak ederek okutmasını falan bekliyordum galiba.. :))

Dikkat süresinin kısalığını, temas kuramadığı şeye ilgisinin kısıtlılığını bilmeme rağmen... Hem de tam olarak bilgiye rağmen.. :))

Yok yaa gene abarttım.. Bunları bildiğim halde, aslında bütünüyle bir okuma seansı beklemediğim halde kitaplar sundum Ulaş'a.. Tabi ki tam olarak beklemedim okumayı bitirmeyi.. Ama zaman zaman üzüldüm, endişelendim.. (Bkz) Endişelenmek doğamda var, endişelenecek bir şey bulmadan yaşayamıyorum ben :) Çizgi film izlemiyor diye de endişelendim.. Şu anda Pepee'ye bağlılığı nedeniyle de endişeleniyorum mesela.. Ama kitaplar konusunda beklentilerimi -her şeye rağmen- yüksek tuttuğumu inkar edemem.. Fazlasıyla narsistik bir yaklaşımla benim çocuğum o 2'yi 1 yapar, 1,5 yapar diye düşündüm -galiba :))

Ama 2 pek çok konuda gerçekten sınırmış.. Bu bilim insanlarının gerçekten bildikleri varmış.. :))

Doğum günü geçtiğinden beri Ulaş'ın pek çok konuda olduğu gibi kitap konusunda da yaklaşımı değişti.. Hatta tamamen değişti..

Öncesinde kitapların yenecek, ısırılacak, yırtılacak şeyler olduğuna yönelik tam inancını yitirdi mesela.. Artık farkında okunacak şeyler olduğunun, bir şeyler anlattığının, eğlenceli olduğunun.. Bu aralar tam bir kitap kurdu oldu.. Her gece illa ki kitap okutuyor, öyküden masaldan ziyade.. Hatta bir tane kesmiyor, gece gece pazarlık yapıyoruz, ama bir tane, tamam bu gece bir de öykü okuyalım gibi :))

Zaman zaman her şeye bir üst basamaktan yaklaştığımı, çocuğu zorladığımı düşünsem de, kitap konusundaki önceden gelen tanıtım kampanyasının kitapları bu kadar sevmesinde önemli bir etken olduğunu da düşünüyorum.. Gündüzleri evdeki tüm kitapları babaannesine okutuyor.. Babaannesi -sabah yaptığı gibi- kitabı okumaktan ziyade anlatıyorsa, duruma uygun çeviriyorsa kızıyor.. ouuuuu diye bağırıyor.. (sabah sabah öldürdüler beni gülmekten, babaanne bir taraftan kahvaltı ettirirken maskeli farenin ulaşın peynirini çalacağını anlatıyor, Ulaş da kızıyor ouuu, martaval okuma kadın kitabı oku :))



Gelelim favorilerine: en birinci sırada maskeli fare geliyor, resimler çok renkli, canlı, öykünün tekerlemeli diline bayılıyor-uz.. Hemen her gece maskeli fare okuduğumuzu farkedince bir süre otadan kaldırdım bile o derece.. ama çok lezzetli.. bizim oğlanın boğazına düşkünlüğünün de etkisi var heralde bu kitaba olan aşkında, zira kapaklardaki yiyecekleri sayıyoruz gece gece çikolata, bonbon, şeker.. pastalar ve kekler :))

İlk favorisi kirpi ile kestaneydi :)) halen konumu fazla sarsılmış değil.. gece maskeli fare bittiğinde pattt şeklinde bunu istiyor :) (kestane kirpinin sırtına pat diye düştüğünden bizdeki adı patt) Bunda da öykü de resimlerde çok canlı, Türkçe'ye hakimiyeti ve sözcük kullanımı daha iyi bu kitabın bence :)) (yazardan ötürü muhtemelen, e bunun yazarı tük tabi) ama ben bazı yerlerini atlıyorum, kestane ben akşam olunca korkarım demiyor bizim kitapta, annemi isterim diye ağlasa da :))

Büyük ayı küçük ayı, maskeli fare kaybolduğunda ilgisini çeken, yine tekrarlarla tekerlememsi ifadelerle keyifli bir kitap, ayrıca cinsiyet ayrımı yapmadan ebeveyn çocuk ilişkilerine de özellikle tek ebeveynli çocuklara yaklaşımı açısından çok anlamlı buldum.. ne kadar sevmiş olsak da bir maskeli fare değil bizim ev için.. Belki bizdeki kitapta (seninle ben küçük ayı) sürekli iş yaptıkları içindir :))

Bu aralar en bayıldıkları bunlar.. Ben kirpiyle kestaneyi çok sevince feridun oral'ın başka kitaplarını da almıştım ama (böğürtlen cini ve sarı gaga mesela)öykü çok uzun resimler pek minikti, bu sebeple biraz bekletme kararı aldım.. Yalnız tatil dönüşü vereceğim siparişte mutlaka birkaç Julia Donaldson kitabı daha alıcaz.. çok sevdik biz ailecek..

Tatil öncesi şimdilik bu kadar.. Zira kafam gitti bile Antalya'ya bir türlü bir şeye konsantre olamıyorum.. Yarınnnnn tatill..deyim :)))

Çıkar bakalım börekleri çörekleri
Dök bakalım çikolataları, kekleri!
Bana derler Maskeli Fare
Bu yol benden sorulur
Yolcuların hepsi itinayla soyulur!"











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...