bir sürü haller içinde...

15 Kasım 2013 Cuma

okuma aşkına...

Okuma alanım sadece yolculuklarla kısıtlı olunca (evde Ulaş bey pek izin vermiyor, onu yatırdıktan sonra da okumaya pek fırsat kalmıyor zira) yolculuğu uzatabildiğim kadar uzatma eğilimi gösteriyorum..

Bitireyim diye birkaç durak atladığım, dalıp kaçırdığım çok olmuştur misalen...

Hayatımın her dönemi kitap okumak bir yaşam biçimiydi benim için.. Okulda sıra altlarında az okumadım.. 5 dakikayı, boş bulduğum her bankı, hatta yemek aralarını, hep okuma için kullandım.. Uykudan önce okuma saati uzar da uzardı.. El feneriyle battaniye altında okuduğum çok olmuştur :)

Zaman geçip sorumluluklar arttıkça bu okuma mecraları da kısıtlanıyor.. Önce şunu yapayım, peşine şunu yapayım, ay çocukla oynayayım, azıcık internette takılayım.. derken daraldıkça daralıyor özgürlük alanın.. Evet büyük çoğunluğunu kendin yapıyorsun yalan değil.. Oyun oynayacağına, film izleyeceğine oku güzel kardeşim derler adama, ki ben bile diyorum... Doğruya doğruya da bünye başka alanlara da ihtiyaç duyuyor işte..

Bir de ben de psikopat bir hal vardır kitap konusunda çok sevdiğim kitapları bitirmek için can atarken bitirecem de ayrılacam diye bir üzüntü içine girerim. okuma okumama döngüsünde kıvranır dururum.. Meraktan çatlarken, elimden bırakamazken bile bitmesini istemediğimden resmen yudum yudum okurum.. Ama yolda olunca bırakamam..

Neyse kitap okumaya alan açmak için canımdan olacam yakında bunu belirtmek istedim.. Bu metrobüs şoförleri sanırsam ralli eğitimi falan almış durumdalar.. Öyle frenler görmedim ben hiçbir kara taşıtında.. Eee malumunuz metrobüste sadece şanslı azınlık oturma fırsatı yakalıyor.. Büyük oranda ayakta giden biri olarak oturup kitabımı açıp keyif yapma şansım da olmuyor.. Ama kitap beklemez.. Ayakta da olsam açıyorum kitabımı okuyorum.. Bazen sıkışıklıktan kitabın sayfalarını bile zorlukla çeviriyor olabilirim, okumak için kitabı değil kafamı eğip büküyor, hatta ve hatta ciddi hayati tehlikeler atlatıyor olabilim... Bir fotoğraf olsa da görebilsem, gösterebilsem hallerimi.. İp üstünde cambaz halt etmiş benim metrobüste kitap okuma dengemle..

Artık sanırım dengem de gelişti.. Tutunmadan bile gidebiliyorum bazı, frenlerde ağırlık noktamı değiştiriyor, içgüdüsel olarak zamanlamaları ayarlayabiliyorum.. Benim gibi sakar ve dengesiz biri için bunları becerebilmek nirvanaya ermekle aynı.. Tabi yakında kedimi birilerinin kucağında bulabilim o ayrı..

Hele bir de bir kıçlık yer bulabilirsem.. Koltuğu kastetmiyorum, onda gözüm yok zira.. Şöyle hafif çaplı sırtımı yaslayabileceğim bir yer kastım.. İşte o zaman değmeyin keyfime.. Fizana kadar giderim.. ımm yada kitap bitene kadar :))

Ama benim için yol demek kitap demektir.. Bu bağlantıyı hiçbir kuvvet elimden alamaz.. Yolculuk komşularımın kınayan bakışları altında da olsa okumaya devam ederim nokta..

Bir de kahve vardır mesela benim için kitapla özdeşleşen.. Kitabın yanında her şeyi içebilim ama.. Kahvenin yanında kitap olmazsa olmaz.. İki satır da okusam okuyacam abicim..

Bugünlerde Önder'le çatışma alanımız da bu.. Üçümüz dışarı çıkarken neden kitap alıyormuşum?? almayacam da naapacam kaardeşim.. Ya bir fırsat bulursam, birkaç dakika hatta saniye bile olabilir.. İki cümle yada iki sayfa ne fark eder.. Kitabım yanımda olsun, huzurum olsun...Okuyamazsam da canımız sağolsun.. Dimi???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...