bir sürü haller içinde...

5 Şubat 2013 Salı

kendi ayakları üzerinde

Ulaş 2,5-3 aydan beri ayaklandı.

Artık bu konuda master düzeyine gelip sıralamaya bile başladı.

Ulaş'ın felsefesini çözdüm artık bir şeyi yapabiliyorsam yapmalıyım diyor. 3. ayında oturuyordu ve yatıramıyorduk kendisini. Oturabilyorsa neden yatsındı ki... 5,5 aylıktan beri de ayakta durabiliyor ve neden oturması gerektiğini anlamıyor.

Kişiliğin çok önemli bir parçası, mizaç denen kısmı, doğuştan geliyor galiba. Üzerine oturuyor diğer her şey. Çok uzağına da çıkamıyor. Ulaş tosbağsı da hırslı bir çocuk. Bana çekmiş heralde :) özeleştiri babında.

Hırs çok tehlikeli, çok keskin, çok iki uçlu bir duygu. Azı karar çoğu zarar denen türden. Benim hırsımı anne-babam büyük oranda törpüledi. Biz nasıl yapıcaz bilmiyorum. Bir şeye ulaşamadığında cıngar çıkarıyor ve hayır kesinlikle başka şeyle unutup ikame edemiyor.

Neyse konuya dönersek yeniden... Başımız ciddi belada.

Önce koltuk, kanepe, su bidonu gibi kafasından yüksek şeylerdi tutunmak için kendini attığı; sonra yer seviyesinden yüksek her şeyi deneyebileceğine karar verdi. Şimdi düz duvara tırmanıyor.

Sürekli peşinde, gözüm üstünde olsam da, elim üstünde olsun istemediğimden korkuyorum. Kıracak valla kafayı gözü...

Ayağa kalktığında o kadar mutlu oluyor ki... Şaşkın tosbağ... her sabah yatağının kenarlarına tutunmuş sırıtan kafayı görmek cidden gününü ayıyor insanın :)))

Ama tam daldı galiba diye düşündüğün anda emziğin altından bir sırıtış, yarım açık gözle ayağa fırlayıp uykuyu açan velet zıvanadan çıkartabiliyor.



Bir de geri oturmayı becerebilrse tamamdır :))

Az kaldı çok az kaldı yürüyecek bu sıpa.. İşte ondan sonrasından korkuyorum. Yürüyourm o halde yürümeliyim mantığı ile Ulaş'ı tutabilene aşkolsun!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...