bir sürü haller içinde...

14 Ekim 2015 Çarşamba

iki kitap, bir film, bir dönem..

Son dönemde okuduğum kitaplar hakkında fazla yazmadım.. Aslında iyi de kitaplar okudum ama (mesela ayfer tunç yeşil peri gecesiyle yine dağıttı beni) Ama niyeyse yazamadım işte haklarında.. (gerçi hangi konuda yazdım ki son zamanlarda,bir tembellik, bir atalet..)

Son zamanlarda öyle enteresan denk geldi ki.. Önce Milan Kundera'nın -ki kendisi varolmanın dayanılmaz hafifliği ile gönlümde ayrı bir alan ve her kitabını başka bir keyifle okuduğum bir yazardır- kayıtsızlık şenliğinde bir anektot, bir alt metin gibi gibi yerleşti berleşti beynime..Fazla da üstünde durmadım, alt tarafı bir anektottu sonuçta.. (bu arada Kundera yine döktürmüş, bu kadar anlatım tarzını bir arada kullanıp da işi kotarmak da kolay bir iş olamasa gerek)

Sonra Soljenitsin'in İvan Denisoviç'in Bir Günü'nü okumaya başladım.. İyi bir gündü aslında.. Ama içime bir fenalık çöküyor ve gerilimimi hafifletemiyordum..

Aynı sırada bir film izledim.. Child 44.. Cennette cinayet olmaz.. Çocuk cinayeti hiç olmaz.. Ama kafası çalışan birkaç kişi görüyordu.. Görmemesi gerekiyordu ama görüyordu.. İşinde iyi olan biliyordu.. Oysa ki sistem akıllı ve işinde iyi olanları değil, sadık ve tabi olanları istiyordu.. Ya nasıl da benziyor tüm diktatörlükler.. Gelişmek değil, stabil kalmak istiyor.. Gelişim diktatörü yerinden edebilir çünkü..

Dönem anlaşılacağı üzere Stalin dönemi.. Kundera Stalin'in bir şakasına yer veriyor sıklıkla kitabında.. Ama yanındakilerin bu şakayı bir türlü anlayamamalarını.. Çünkü ciddiye almalarını, çünkü gülmeyi unuttuklarını anlatıyor..

İvan Denisoviç'in bir günü ise çalışma kampındaki bir gününü anlatıyor ivan amcanın.. soğuk, açlık, tutsaklık.. üstelik sebebi almanlara esir düşmek.. ee almanlarla zaman geçirirsen beynini yıkarlar dimi? çok mantıklı.. ülkesi için savaşırken esir düşüp ölmemek suçu az bir suç değil, bir de casussan???riske girmemek lazım.. insan zaten en çok bulunan, en ucuzu insan hayatı..

Child 44 ise bahsettiğim gibi polisiye bir film.. çocuk cinayetlerini araştıran bir dedektifi anlatıyor... tek sorun sistem cinayeti kabul etmiyor.. Bu cinayetleri değil, cinayetin varlığını kabul etmiyor. Zaten adama da dedektif demek pek mümkün değil, çünkü işi cinayet araştırmak değil. çünkü öyle bir birim yok. Bir taraftan sistemle mücadele ederken, diğer taraftan işini yapmaya çalışmak çok da yabancısı olduğumuz bir durum değil aslında..

Hepsi böyle üstüste gelince biraz içim şişti.. Sıkıntılara gark oldum.. Ama hep aklımda olan şey cümleye dönüştü.. Cennette diktatörlük yapıp, tanrıyı diktatör bile etsen olmuyor.. Ya da benim için böyle, teba olmak isteyene hükümran bulunuyor..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...