bir sürü haller içinde...

6 Mart 2015 Cuma

Ennn

Bir süredir bizim evde dördüncü biri var.. Kendisini biz hiç görmedik ama Ulaş sıklıkla ne yaptığını, nerede olduğunu bildiriyor da haberdar oluyoruz kendisinden.

Bir gün geldi, anne bak arkaaşım dedi, aylaar önce.. Öncelikle anlamak için hımm öyle mi adı ne arkadaşın diye sordum.. Enn dedi.. Bir süre ennden ses seda çıkmadı.. Tabi ki kendi kendine oyun oynarken kendi kendine konuşuyor ama, öyle biriyle konuşur gibi değil, daha çok oyuncakları falan konuşturuyor..

Arada bir enn de yesin, enn uyuyor falan diyor.. Ama yok canım diyorum, farkındayım aslında..

Sonunda kabul ettim Enn'in varlığını.. Enn... Ulaş'ın arkadaşı..



Benim uyku arkadaşı vs gibi takıntılara karşı takıntım var.. Hiçbir zaman Ulaş'ı (emzikten sonra da) uyku arkadaşı edinmeye teşvik etmedim.. Hatta bir süre aynı oyuncağa veya kitaba yoğun bir ilgi gösterirse kısa süreliğine ortadan kaldırırım onu.. Dediğim gibi bu benim tamamen benim takıntım.. Doğruluğunu veya yanlışlığını tartışmıyorum..

Emziğe de korkulu yaklaştım açıkçası ama emme ihtiyacında olduğu bir dönem yok edememeyeceğim parmağını emmesindense hayatımızdan çıkarılması nispeten daha kolay olan emziği vermek daha mantıklı ve bu süreçte de uyutma kolaylığından rahatlık oldu açıkçası.. Bakınız nasıl bıraktık emziği?

Hayali akadaşların da bu dönem sıklıkla rastlanılan normal gelişimin bir parçası olduğunu bilirken bie tereddütler yaşadım.. Aslında bu hayali arkadaş mevzusu bıçak sırtı bir olay süresi ve hayatında doldurduğu yer çok önemli.. Aslında gelişimsel olarak hem sosyal rol playler hem de hayal gücü açısından faydası var ama dediğim gibi öncelikle hayatında kapladığı yer önemli.. Tüm aktivitelerinde aklında mı arkadaş, sürekli onunla konuşup, onunla mı oynamak istiyor, sosyal atraksiyonlardan uzaklaşmayı mı tercih ediyor??vsvsvs.. Bir de zamanı okul dönemi öncesi bitmiş olması lazım bu işlerin...

Tabi ki çaktırmadan gözlem operasyonuna girdim derhal.. Bizim tosbağnın arkadaşı günde bir kere hatta bazı günler hiç hatırlanmıyor, iki veya üç olduğu da oluyor arasıra ama tüm aktivitelerimizde yanımızda değil.. Ona da yedir, onu da uyut, onunla konuş falan yok.. Sadece bahsediyor, arkadaşım enn arıyor, enn nassın iyisin, iyiyim iyiyim.. :)) Ya da enn geldi, enn uyudu.. Sıkıntı yok yani..

Peki ne yapmalı? Değer verdiğini hissettirip önemsememeli.. Nasıl cümle oldu ama :)) Şöyle ki bahsettiğinde hımmm öyle mi deyip konuyu değiştirmek ya da küçük kısa bir sohbet.. Mesela anne enn burda bak!! hımm öyle mi ne güzel, hangi kitabı okuyalım.. Anne enn'e sor. enn hangi kitabı okumak istiyorsun?? Talep ettikçe yani.. Hakkında uzun uzun konuşmak, onun aklında bile değilken sorular sormak, hayata dahil etmek uygun değil.. Süreci uzatıp sosyal hayattan kopmasına yol açacak kadar riskli..Fazla yorum yapmamalı, hımm çok güzel bir ünlem mesela.. Dinlediğini hissettirip, devam edip etmemeyi ona bırakmalı.. Ama uzarsa dikkati dağıtmalı..

Enn'le ilgili bir sorunumuz yok şimdilik varlığı endişe yaratacak düzeyde değil.. Rahatım yani.. Geçen babaannesi sordu da dedim üstüne düşme, sorma, o söylerse öyle mi? de yeter.. Büyütmemek lazım.. Zaten bildiğim şeyleri yaşamak eğlenceli aslında ama gördükçe sanki gerçekliğine daha bir inanıyorum..

Unutmayalım enn'i.. Zira Ulaş unutacak birkaç zaman içinde.. Böyle de bir anımız oldu :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...