bir sürü haller içinde...

27 Mart 2015 Cuma

kültür mantarı

Bu ara hiç yazasım gelmiyor.. Saçma sapan geçiriyorum -daha doğrusu öldürüyorum- zamanı.. Bahar yorgunluğu desem değil, yorgun değilim zira, sadece bir isteksizlik.. bir keyifsizlik hali.. Tabi bir sürü saçma sapan şey oluyor.. Amaaaaan..

Bu ara ne yaptık?? Tabi ki kitap okudum bolca.. Bir de sıradışı olarak adlandırabileceğim bir şekilde sinemaya gittik :))

Gidiş şeklimiz değil, gidebilmemizdi sıradışı olan.. Hem de iki hafta üst üste :))) Daha ne kadar sırıtabilirim bu duruma bilmiyorum ama bildiğim parantezler yetmiyor, düşündükçe :))

Üniversiteye gidene kadar, küçük sayılabilecek bir şehirde yaşama nedeniyle pek sık sinemaya gidemezdim.. Oysa bayılırdım sinemada film izlemeye.. O kadar geç gelirdi ki filmler, hevesim kalmazdı çoğunlukla.. Ama üniversitede kelimenin tam anlamıyla b.kunu çıkardım.. Haftada ikiden az olmamakla beraber çoğunrlukla üç hatta bazen 4 kez sinemaya giderdim.. O kadar filmi nereden buluyordum aslında ben de bilmiyorum.. Aslında önemli olan sinemaya gitmekti.. Bu sebeple gelen hemen her filmi görürdük, bir de tabi ODTÜ sinemasının ucuz ve eski filmleri sağolsun..

İstanbul'a geldikten sonra durum biraz değişti tabi..  Çok basit ve manasız bir sebeple üstelik.. Sinemaya böylesine bir bütçe ayıramayordum.. Ama yine de kısa bir zaman öncesine kadar sinemaya gitmeden geçen bir hafta benim için imkansızdı..

Şimdi ise, sinemaya gidebilmek olağanüstü bir çaba ve ciddi bir organizasyon becerisi istiyor.. Üstelik suçluluk duyguları içinde film izlemek de cabası.. Üstelik senede 2 defa olduğunda hayatımda sıradışı bir aktivite oluyor :)

Bu yüzden annem bize geldiğinde ilk işim vizyondaki filmleri incelemek oluyor.. Son gelişinde de öyle oldu.. Ulaş tospiğinden bir toplantıya katılmak için izin alarak sinemaya kaçtık..

Sinema fikri ve projesi ortaya çıktığı an aklıma gelen ilk film sihirli orman'dı (into the woods).. Gerçi bilet almak için beklerken diğer filmleri gördüğümde aklım karışmadı değil.. Ne de olsa oscar dönemiydi ve birdman dahil pek çok oscarlı film vardı..

Eve digitürk geldiğinden beri haftada üç-dört gece film izleriz (sinema eksikliği gideriyoruz sanırım) Önder de ben de dizi insanı olamadık.. Benim izlediğim birkaç yabancı dizi olsa da onlar türk dizileri gibi tüm geceyi alan ve dahi bir ömür süren diziler değil.. Bu yüzden enderen sinema fırsatı yakaladığımda iki şeye dikkat ediyorum, 1) bekleyebilir mi? 2)sinemada izlenmesi mi gerekir?

Benim için bazı filmler görüntü açısından sinemada izlenmesi gereken filmlerdir.. Ne de olsa çok uzun zaman almıyor tvye düşmeleri :)) Sihirli orman da o türden filmlerdendi benim için.. Görüntüler, sesler, izleme keyfi..

Bence çok eğlenceli ve keyifli bir filmdi.. Sinderella, rapunzel, fırıncı ve karısı, kırmızı başlıklı kız ve dev avcısı Jack.. Hepsinin sihirli bir ormanda bir araya gelmesi.. Bildiğimiz -ve aslında benim hiçbir zaman sevemediğim- karakterlerinden bağımsız bambaşka karakterlere bürünmeleri.. Gerçekten çok eğlenceliydi.. Üstelik müzikler, şarkılar, göndermeler benim için sinema kaçamağını amacına ulaştırdı.. Ha bir de süper şahane bir kurt olarak Johnny Depp :))))

Bu kaçamağın ardından ertesi hafta bir daha bir sinema fırsatı yaratmamız da apayrı bir olaydı.. Tam bir bonus, hediye paketi..

Bu sefer birinci seçeneği işaretledim ve beklemesi pek istemediğim her şeyin teorisi'ne (the theory of everything) oy verdim.. Stephan Hawking'ten ziyade Jane Hawking'in hikayesi diye düşünsem de bana çok fazla şey anlattı, içimde çok yere dokundu film..

Zeka fetişisti olduğum doğrudur.. Zeki insanlara karşı -ne olursa olsun- hayranlıktan, kıskançlıktan öte bir yakınlık beslerim.. Düşüncenin ilerleme biçimi, olgunlaşması ve ortaya çıkması beni büyüler resmen.. İşte böyle bir deha, böyle bir vazgeçmeyiş, böyle bir aşk, dostluk ve fedakarlık beni çok etkiledi.. Filmi izlerken üçüncü çocuğun hamilelik haberinde kızım deli misin gibi cümle kurduğum, ve daha salondan çıkmadan Önder'e ben yapamazdım dediğim doğrudur.. Oyunculuklar inandırıcı, konu ve anlatım çok etkileyiciydi..

Oooof nasıl özlüyorum sinemaya gitmeyi anlatamam.. Benim için kitap okumaktan sonra ikinci en iyi şeydir film izlemek.. Artık oğlan biraz büyüdüğüne göre kaçamaklarımız devam etsin dimi? Etmeli yani..

Kültür mantarlığımın olağan kısmı okuduklarım da başka bir yazıya kalsın.. İyi tatiller :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...