bir sürü haller içinde...

24 Ekim 2013 Perşembe

tatil sonrası ve biraz da sinema eleştirisi (hahaha)

Bir uzun bayram tatilini daha bitirmiş bulunmaktayız..

Bayramı ailelerle yaşama isteğimizden bu bayram anneanne/dede ziyaretindeydik.. 1 hafta gönlünce şımardı Ulaş bey.. Biz de bir nebze dinlendik veeee uzuuun süre sonra sinemaya gittik.. Başbaşa sahilde gezdik, barda takılabildik, sabahları uyuyabildik... Kazan-kazan yani :)

Şaka bir yana, çocuğun gelişimde geniş ailelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şımarmaları bile bir değer (her ne kadar süreç içinde insanın cinlerini tepelere taşısa da, geçiyor eve gelince :) Bizim de bir es'e ihtiyacımız oluyor arada bir.. Sabahın 8'inden akşamın 10'una kadar mesai yapmadan, çocuğun aç mı tok mu, üşümüş mü, terlemiş mi olduğunu düşünmeden huzurla bir sabah uykusuna, bir sinema salonu kokusuna, dumanı, soğuğu dert etmeden iki biraya.. Onun huzurlu ve mutlu olduğunu bilerek..

Neyse neneler dedeler önemlidir azizim :)) Hele de işin ucunda sinema varsa :))

Bayram da aileyle bayram arkadaş.. Tatil iyi hoş da, tatile gidince tatil olarak kalıyor (bir cümlede kaç tatil sözcüğü kullanılır) Bizim bayram da her zamanki gibi geçti.. Gepgeniş aileyle (amcam, yengem, kuzenim, eşi ve henüz annesinin karnında yeni yeni kendini belli eden Umut'umuz) cümbürcemaat kahvaltı.. Ulaş tosbağsının yeme de arıza çıkarma katsayısı beklediğimin çok altındaydı (tebrik ve teşekkür kendisine :) akraba ziyareti...ulaş'ın tatlıların tadına bakma heves ve isteğinin bazı bazı hoşgörülmesi.. falan filan.. Güzel geçti bayram vesselam..

Tatil kısmına gelirsek, tatil her daim güzel.. Hele ki çocuğu bikaç saatliğine eyleyecek birileri olunca missss.. Önder'le sahilde yürüdük, çay içtik, bara gittik, içtik, müzik dinledik, uzun uzun sohbetlerimizi yeniden yaşadık (kafamıza bir çatal gelmeden hem de :) dinlendik, Ulaş'la oynadık, bol bol şımardı, annemin kaplumbağsına hayatı zindan etti, veee sinemaya gidebildik..

Evet Ulaş doğduğundan beri en sevdiğim aktivite olan sinema seyrele seyrele senede bire indi.. Bu yüzden çok parlak bir film bulamasak da sinemada oturup izlemenin keyfi paha biçilemezdi..

Tekirdağ'da sinema seçeneklerimiz oldukça kısıtlı kaldığından bulabildiğimiz, ehveli şer deyip gidebildiğimiz film Kelebek Etkisi oldu.. Sinemada türk filmi izlemeyi pek sevmesem de oskar adaylığı filan deyip gidelim dedik.. Çok isabetli bir karar değilmiş.. Ben bu türk filmi şovenliğini hiç sevmiyorum arkadaş, illa bir göklere çıkarma tavrı, yok çok ağladımlar, çok iyiler falan. Yok ya yok olmamış.. Ne duygusal olarak etki yaptı ne düşünsel... Bikaç saat keyifli vakitti de o da sinema etkisi bile olabilir. Zaten Belçim Bilgin'in oyunculuğu beni çok irrite ediyor, çok sahte geliyor, bir de anlatmak istediği belli olmayan, yüzeyden yüzeyden geçip giden bir anlatım tıth beğenmedim..

Mert Fırat şahaneydi o ayrı.. Kıvanç Tatlıtuğ bile iyiydi de o kızcağız hiç olmamış yav :)) (Anında eleştirmen kesilirim acımam) Hele bir de sonundaki bugüne kadar unutulmuşlardı cümlesi yok mu?? Of allahım allahım biz hatırlattık ne şahane heyyoooo.. Bu ne yaaa. Vurucu cümleyle mi bitirmek istiyorsun adamların bir şirinden bir dize koy arkadaş.. Çok zorlama çok sahte geldi açıkçası.. Ajite... Of neyse sinema eleştirmenliğine başlayacak değilim.. Ama sevemedim.. The end...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...