bir sürü haller içinde...

14 Kasım 2012 Çarşamba

çocuk sahibi olmanın....

Noktalı yer pek çok şekilde doldurulabilir.

Örneğin "taaa" diye başlanabilir, gerisi malum.

"en kötü tarafı" denilebilir, bağlanmadan, yorgunluktan, gezme-dolaşma kabiliyetinin azalmasından, kendine zaman ayıramamaktan, kitap okuyamamaktan, ders çalışamamaktan, sevdiğin dizilerin yeni sezonları başlamışken izleyememekten (bkz: fringe), beklediğin filmler gelmişken gidememekten, sefgilinle iki kelam edememekten, yalnız kalamamaktan, vazgeçememekten, geri iade edememekten, karışık duygular içinde debelenmekten, endişe ve paranoyalarda tavan yapmaktan ve bunlar gibi pek çok pek çok sorun sıkıntıdan dem vurulabilir.

Ama bu yazıda noktalı yere "EN GÜZEL TARAFI" kalıbını tercih ediyorum (pozitifim bugün) :)



Çocuk sahibi olmanın güzel taraflarını kötü tarafları gibi sıralamak hele de bir çırpıda sıralamak pek mümkün gelmiyor bana.


Gülüyor....

İşte o yetiyor insana.

Yani 1'e 10 kuvveti var gülmesinin. 1 gülüş 10 sıkıntıyı siliyor.

Sabaha karşı uykunun en güzel yeri vıyaklıyor sıpa. Uyku tatlı, yatak sıcak, rüyalar pembe... Küfrederek gidiyorsun yatak odası-sıpa odası arası mesafeyi. Yanına varıyorsun gözlerin yarı açık. Maymun velet sanki 10 saniye önce ciyaklayan kendisi değilmiş gibi, sanki afyonu patlamak için çok uygun bir saatmiş gibi öyle büyük bir gülücük atıyor ki sana....

Uykusuzluk, yorgunluk, açlık, susuzluk, hepsi ama hepsi siliniveriyor.

Yolda ettiğin küfürlerden suçluluk duyuyorsun.

Ama çok daha keyifli bir tarafı var çocuk sahibi olmanın onunla birlikte BÜYÜMEK!!!!

Ulaş doğduğu andan beri  "empati mode on" şeklindeyim.

Kapkaranlık, sıcacık, acıkmadığı, susamadığı, keyifle yaşamını sürdürdüğü yerden "zorla" çıkarttık ya tosbaayı, biraz suçluluk hissiyatları içindeydim heral.

Nefes almak, emmek, hatta uyumak, sesler, ışıklar..., dünya ne güç kim bilir sana diyordum.

Sonra baktığı her şeye, ağaçlara, yapraklara, insanlara, araçlara, böceklere, hatta ellerine ayaklarına, aynadaki yansımasına, her şeye işte dünyaya bakışını gördükçe onun baktığı gibi onun gördüğü gibi görmeye çalıştıkça, o kadar heyecan verici, eğlenceli, korkutucu, keyifli göründü ki dünya gözüme.

Yeniden görüyorum Ulaş büyüdükçe dünyayı.

Oturmak ne değişik bir bakış açısı, ayakta olmak nasıl eğlenceli, kamyonlar çok büyük, yapraklar çok güzel, eller işlevsel, ayaklar eğlenceli, dünya başka bir yer işte.

Bambaşka

                    Ulaş doğduğundan beri.....

2 yorum:

  1. Heyecan verici yer sonra nasıl tekdüze oluveriyor insan olmaya çalışmak bu kadar meşakkatli iken nasıl bu kadar kolay insanlığımızı unutuyoruz diye düşünüyorum. Ama onu izlemek her şeyi unutturuyor.her şey onunla var oluyor. Acaip keyifli.. yazdıkların arasından (diğerleri de iyi ama bunun tadı daha bi başka olmuş empatik insan) en çok bu yazın hoşuma gitti canımcım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sağol canım benim o senin empatikliğin :) onlar olmasa belki de hiç hatırlamayacağız aslında dünyanın ne kadar muhteşem olduğunu.

      Sil

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...