bir sürü haller içinde...

12 Haziran 2013 Çarşamba

bir pazar gezisi olarak GEZİ ve sonrası

Pazar günü dedik çoluk çocuk bir gezelim...

Geziye gidelim..

Evet başladığım gibiydi hislerim..

Bak evladım bunlar direnişçi, bak bunlartepki verebilenler şeklinde bir gösteri gezmesindeymiş gibi hissettim.. :))

İnsanlar polis şiddetine, gaz bombardımanına maruz kalmışken, orada gezmek, hımmm şeklinde inceler gibi, aaa insanmışlar ama diye bakar gibi, kazayı izleyen, reality şovları izleyen insanlar gibi hissettim kendimi..

Bir de barikatların önünde fotoğraf çektirenleri gördükçe sinirleneyim mi, güleyim mi bilemedim...

Her şeyin ve herkesin olduğu bir ortam... Derdi olan herkes anlatma peşinde... Derdi olmayanlar da...

Kendimi kötü hissettim sadece...

Sonra düşündüm de çok da kötü değildi be bu popülerlik. Direnişin popüler olması... Reddetmenin, kabul etmemenin, tepki vermenin popüler kültürde bir yer bulmasının olumlu yanları da var aslında... Sen gelme diyebilir misin gelene? Neden diyesin bir de? Aslında bu popülerlik korkutuyor yönetenleri.. Üç-beş çapulcudan ziyade... Kendi dilinin, kendi kültürünün oluşması geleceğe yansıyacak...

Böyle -söz meclisten dışarı-bir hayvanat bahçesi gezisi gibi gezi gezisinden sonra aklımda en çok fotoğraf çekmeye ve çekinmeye gelenler kaldı... Sosyal medyalarda yayınlamak için, ben de oradaydım demek için..

Ben kendi adıma utançla bulunurken orada (bulunmam gereken zamanda bulunamamış olmanın utancıyla) böylesine hevesle atılanlara bozuldukça, ilk günden beri orada olanlar ne hissetti dedim.. Bu bizim direnişimiz tavrının olmaması (pek çok yerde rastlamıştım geçmişte yalan yok) başsızlıktan mı, örgütsüzlükten miydi? Yoksa bu Y kuşağı mıydı bunun sebebi? Öğrendiğime göre ben de Y kuşağıymışım. Xle Y arasnda sıkışmış bir XXim sanki...Neyse dağıttım gene konuyu. Eskiden daha bütünlüklü yazabilirdim ben. O kadar dolu ki kafam bu aralar karman çorman yazılara maruz bırakıyorum okumaya tenezzül edenleri :))

Daha bu yazıyı bitirmeyi becerememişken yeni bir şey oldu... Göze batan bir kurgusallık içinde tüm tv kanallarında saçma sapan bir oyun ve yalanlar silsilesi vuku buldu.. Siz yapmadınız o kadar bekledik sizin yerinize yaptık tavrıyla...




Sonra gene şiddet.. gene gözdağı...

Sonra Ulaş yeni bir tantrum* davranışı kalıbı geliştirme çabasında ben bitik, uykusuz ve korkulu... İnternetten ve tvden uzak...

Bakalım daha neler görecez...

*tantrum: aksilik, sinir krizi gibi bir anlamı olup, iletişimi fark eden ancak henüz kendini yeterince ifade edemeyen bebek-çocuğun yaşadığı krizimsiler olarak düşünülür. Daha çok çığlık, yaygara, tepinme gibi şekillerde kendini gösterir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...