bir sürü haller içinde...

26 Nisan 2020 Pazar

sıradışı zamanlarda sıradan düzenler

Sanırım tüm canlı türler için besin, su ve hava kadar önemli bir şey var DÜZEN!! Düzen olmadığında, düzenimiz bozulduğunda yalpalıyor, duygusal hatta fizyolojik sorunlar geliştiriyoruz. Sonra bu muhteşem makine hemen bir çare buluyor ADAPTASYON. bu adaptasyon kimi bünyeler için daha kolay, kimisi için daha zor, kimisinde yumuşak geçişlerle oluyor, kimisinde sancılarla; ama oluyor. 

Pek çoğumuz için ömür süremiz içinde ilk defa karşılaştığımız, hiç alışkın olmadığımız bu  durağanlık önce şiddetli bir sallantı yarattı ruh dünyamızda. Sürekli koşturmaya alışan kaslarımız titredi, sürekli gereksiz konular düşünen beynimiz komplo teorilerine sardı, sürekli konuşan ve laf anlatan çenemiz sosyal medyada arayışa girdi. Ne yapacağım ben bu on altı saati dedik uyandıktan sonra. 

Yeme, içme, uyku düzenimiz değişti, daha çok yemeğe, daha fazla içmeye meylettik belki. yatkın olduğumuz veya yaşadığımız bağımlılıklar pekişti.Sürekli olarak "yararlı bir şey yapma" baskısı geldi çöreklendi göğsümüzün ortasına, patatesi böldük balkonda duran saksılara ektik, ekmekleri, hamur işlerini yaptık yaptık yedik, yogaya, meditasyona, dizilere sardık. Sonra bir anda bir şey oldu adapte olduk.

Hemen hemen pek çoğumuz için karantinanın bir ayı geride kalmışken artık çoğumuz karantina düzenini kurduk sanırım. Belki ömrümüzün geçmiş yıllarından daha fazla yiyor, içiyor, uyuyoruz. Belki telefon, tablet, bilgisayar öncekinden çok daha fazla elimizde. Sonuçta anormal şartlarda normal tepkiler, normal davranış kalıpları beklenemez, ama bu şartlar için yenilerini geliştirdik bence. 

Mesela bizim evin düzeni; sabah Ulaş'ın dersleri, sonra ödevleri, oyunları,Önder ve benim aldığımız eğitim videolarını izlememiz, spor yapmamız, kitap okuma, yemek, atıştırmalık yapma, akşam aile oyunları, kitap okuma, Ulaş'ın uyuması, bizim film/dizi saatimiz ve kapanış. Bazı alışveriş günlerinde Önder'in dışarı törenle uğulanması, eve geliş ardından eve giren her şeyin çamaşır suyu, sabun veya sirke ile temizlenip yerleşmesi...

Ve ben bu bir buçuk ayda fark ettim ki evde kalabiliyorum (hiç sıkıldım demedim, gün bana yetmiyor), spordan keyif alabiliyorum, kahvemi kendim yapabiliyorum (bi starbucks deil :P) ve sanırım farklı bir alana -üniversite gibi- geçiş yapmaya gönül ettim (????) 

Bundan sonrası ne olacak şimdi ondan korkuyorum. Asla işe gitmesem bir eksiklik hissetmem açıkçası, evde oturup evden ders versem, ders alsam, okusam mesela. Sporu hayatıma sokabilsem, onunla bir yaşam kurabilsem ne güzel olmaz mı ve sevdiğim insanlarla daha sık bir araya gelebilsem, daha uzun sohbetler, daha büyük masalar olsa.

İşte böyle bu karantina bana çok şey öğretti. Kendimle ilgili, kocamla ilgili ve çocuğumla ilgili. Yeni kaygılar dışında yeni niyet ve kararlar, yeni dilekler ekledi yaşantıma. Süreç içinde kırklarken ömrümü kırk yılda bir gibi geldi. 

Umarım güzellikleri kalır hayatımda... Ne güzel düzen kurduk ama. Bir apokalips falan olsa hayatta kalırız kesinlikle, sanırsam, belki :))

Hadi bay o zaman bu her günün benzeri pazar karantinasından...  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...