bir sürü haller içinde...

1 Ekim 2020 Perşembe

Bir anda

Hayat öylesine kırılgan ve zayıf ki, pamuk ipliğine bağlı sözü çok çok anlamlı, bazen bir anlık dikkatsizlikte, bazen her zaman yaptığın eylemin bir nanosaniyesinde, bazen de hiç bilmediğin bir ülkeden geliveren miniminicik bir virüste...

Bir anda hayata dair tüm planlarımızı, tüm yaklaşımlarımızı, tüm algılarımızı değiştiren bir şey oldu. Sanki son hızda giderken ve gittiğimizi bile unutmuşken bir anda durduk.

Gitmediğimizi anlamak biraz zaman alsa da , bu durgunluk sürecinde belki bir çoğumuz ne yöne gittiğimizi düşünmeye başladık. Belki ergin olduğumuzdan beri gidiyorduk da geldiğimiz yer neresiydi, gittiğimiz yer neresiydi. Orada ne bulmayı umuyorduk. Bulduğumuzu ne yapacaktık. 

İşte böyle böyle bir kaç ay geçirdik evde. Bulduklarımızla mutluyduk mutlu olmasına da gereksiz yorgunluk vardı, durmak bağımlılık yaptı :) 

Sonra ardarda bir şeyler oldu. Olmayacak şeyler oldu. Aklımıza gelmeyecek, planlarımızda bulunmayacak, önümüzdeki en az iki yılımızda yer vermediğimiz şeyler oldu.

1- Ulaş'ın okulu kapandı. Yaa evet kelimenin tam anlamıyla kapandı. Patron çıldırdı, 25 -yazıyla yirmi beş- yıllık okulu ben kapadım hadi size güle güle dedi. Zaten evdeyiz ve görmüşüz ki İstanbul'da ya da dünyanın hangi ücra köşesinde yaşarsak yaşayalım internet ve tablet ve biz lazımız birbirimize burda durmanın anlamı yok, boşuna yoruyor bu şehir bizi düşünceleri, arkalardan arkalardan gelerek kendine bilinç düzeyinde yer bulmaya başladı.

2- İş; sistem değişti, alışmam gereken çok şey devreye girdi, küçük yer daha mı kolaydı? Önder'in işi desen uçuşlar kapalı durumlar en hafif terimle stabil :P Başka bir yerde başka planlarla yeniden başlamak mıydı yoksa?

3-Zaten uzun zamandır küçülmek istediğimi bağırıyordum, küçük bir dünyada basit ve mutlu, kendime daha çok zaman ayırabildiğim, Ulaş'la daha uzun vakit geçirebileceğim, doğa ile daha temas halinde, daha çok sosyal destek alabildiğimiz.... vsvsv,

    Sonra bir anda; Ö: hadi atalım bir taş ne olacak,
                              E: Olur mu ki?
                              Ö: Neden olmasın ki?
                      
Oldu. Pek beklemiyordum, tayinin çıkmasını ama çıktı. Şimdi, Eylül başından beri yeni bir düzen kurmaya çalışıyoruz hep birlikte. Bir anda değişen hayatlar silsilesinden sadece biriyiz ve umarım ki olumlu anlamda. 1 Ocak'ta döngüleri düşünmüştüm uzun uzun her yaşamın bir döngüselliğinin olduğu, ve döndüm 18 yaşında ayrıldığım şehre 40 yaşında çocuğum ve sevgilimle döndüm.. Bakalım hayat bize nasıl sürprizler hazırlıyor daha.

        Let the game begin... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...