bir sürü haller içinde...

22 Mart 2018 Perşembe

tüketim mi entellektüelite mi? Yada aşıklar delidir.

Son zamanlarda bir kaç yazıya denk geldim fazla kitap alımı ile ilgili birisinde sahip olmayı okumaktan daha fazla önemsediğimiz üstelik sahip olduğumuzda okuduğumuzu düşünerek öylece -okumadan- elimizde tutuyormuşuz.

Bende öyle olmuyor. Tam tersi yeni gelen ve okunmayan kitaplar kitaplığa yerleşmeden, öylece duruyorlar, sanki görevlerini yerine getirememişler gibi boynu bükük. Hele ben, nasıl bir suçluluk içinde çırpınıyorum anlatamam.Okunacak çok kitap ve çok az zaman var-mış gibi, ki öyle, instagramda, bloglarda gördükçe alasım geliyor, aldıkça yetişemiyorum. Yetişemedikçe kendimi suçluyorum. Hem maddi hem manevi yük ediyorum kendime...


Sonra dedim ki AL-MI-YO-RUM. Yani ne kadar zor olabilir. Elimdeki okunmamış kitaplar bitene kadar kitap almayacağım. Zaten kütüphaneden ve arkadaşlarımdan gelenler de var, şu an kütüphane bekleyecek yeni kitaba ihtiyacım yok.. dedim. Bakınca çok çok mantıklıydı. Ben alışveriş manyaklarından değilim. Yani tişört, gömlek, çanta, ayakkabı alırken bile sorarım kendime (bile diyorum çünkü gerçekten özellikle ayakkabı severim :) "ihtiyacım var mı?" "değer mi?" İhtiyacım var mı sorusunun ardından çoğunlukla bırakırım elimdekini, değer mi sorusu ise indirimi bekleyeyim en iyisi ile sonuçlanır büyük olasılıkla.

Ama bunu kitapta yapamıyorum. Yok fuar, yok indirim derken gözüm dönüyor. Bir de iki durum var ki birincisi: alışverişler normal alışverişlerde sorduğum kilit soruları soramıyorsun. İhtiyacım var mı? Kitaba mı? Olmaz mı? Hep var. Değer mi? Kitaba mı? Değmez mi? Sorular hep geri tepiyor. evet değer kesinlikle ve zaten 3-4 siteden fiyat karşılaştırması yapa yapa alıyorum kitapları çok pahalı iken almıyorum, indirimi bekliyorum falan..

İhtiyacım var mı sorusu biraz daha karmaşık bir süreçle cevaplanıyor söz konusu kitap olunca. Yani akmaz, kokmaz, bozulmaz, küçülmez. İstediğim bir kitap neden şimdi almayayım ki. Yarın evdeki kitaplar bitince daha mı çok param olacak? Hayır. Eeeeee? Ya yarın alacağım zaman, evde okuyacak kitap kalmadığında indirim olmazsa, eyvah eyvah. Ne yaparım o zaman? :P

Neyse işte iş kitap alışverişine gelince öyle olmuyor. Tüm sorular boşa çıkıyor, hep bir bahane bulunuyor. Kütüphaneye üye olmak bile durumu değiştirmedi.

Ama bu sefer çok kararlıydım. Kesinlikle evdekiler bitmeden kitap almayacak, kitap sitelerinden gelen mailleri açmayacaktım. Her şeyi hesapladığımı sanmıştım her zamanki salaklığımla :)

Ama Ayfer Tunç'u hesaplamadım. En sevdiğim yazarlardan birinin tam benim kararımın peşine son romanını çıkaracağını ne bileyim zavallı ben. Tabi el mahkum hemen sipariş verdim.

Ama kararım kati. Evdeki kitaplar bitmeden yeni kitap almıyorum. Ursula da yeni kitap çıkaramayacağına göre :( uygulamam daha kolay olacak.

Aşıklar delidir yada yazı turaya gelirsek.

Bir dünya ağrısı değil.
yada bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi
yada kapak kızı...

Ama yine başka türlü bir denemeyle, başka bir acının resmini yapmış Ayfer Tunç.
Yine sorgulamaları, anlamlandır-ama-maları dokumuş.
Yine Türk dilinin gücüne ve güzelliğine yontmuş tüm kaba sözcükleri.

Ama işte bir şey dürttü beni tüm kitap boyu. Yazarın kurgusuna, diline, zekasına hayran olsam da -her zaman ki gibi- sanki tüm acıları bir potaya tıkmış gibi, sanki zorlama acılar yüklemiş gibi.. Ne bileyim işte öyle bir toptancılık hissettim.

Dedim ya ne yazsa okuyacağım insanlardan Ayfer Tunç. Belki diğer romanlarından önce okusam böyle hissetmezdim. Ama bir dünya ağrısının içimde yıllar sonra hala içimi titreten dalgasını yaratmadı aşıklar delidir :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...