bir sürü haller içinde...

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Ulaş 4 yaşında

11/05/2016 tarihi itibarıyla Ulaş tosbağsı 4 yaşını da bitirmiş bulunmakta...

10u akşamından bir nostalji sardı Önder'le beni.. Bu saatte heyecanla şunu yapıyorduk, bunu konuşuyorduk diye başladık.. Tabi artık böyle sohbetleri anlayan ve çok da keyif alan tosbağ konuya dahil olup, ben ne yapıyordum, o ne dedi, sen ne yaptın gibi cevaplarıyla mest olduğu sorularla bizi cendereye aldı.. Ertesi gün evde ufak bir pasta ve mum üfleme ritüeliyle ufak bir doğum günü kutladık, yine dört yıl öncesini yadederek zira büyük kutlama ertesi gün okulda olacaktı..

Ulaş uzun zamandır doğumgünü için çok heyecanlı ve sabırsızdı.. Okulda ilk doğumgünleri kutlanırkenden beri, harika kanatlı doğumgünü partisi istediğini defalarca tekrarladığından pinterest hesabım tamamen harika kanatlı parti süsleri ve pasta görselleriyle dolup taşmıştı.. Pastayı kendisi seçti, (hepsi olsun anne, jett, dizzy, donny, jerome :) Sağolsun diş buğdayından beri olduğu gibi yine pardivabutik tammm istediği gibi oldu..

Süsleri de pinterestten buldum.. Çıktı alıp, kesip biçip hallettik işte..

Ulaş doğumgünü masasından hiç görmediğim bir keyif, mutluluk ve gururla otuyordu.. İyi ki doğdun Ulaaaaaş derken arkadaşları doğumgünü çocuğu olmanın tüm azametiyle üfledi mumlarını..

Sonra oyunlar oynadılar, dans ettiler, kudurdular.. ve biz gittik.. Biraz hızlı geçti gibi geldi.. Hayalleri çok büyük olduğundan acaba hayalkırıklığı yaşadı mı diye düşündüm ama hayır.. Bu bize -yetişkinlere özgü bir durum galiba.. Gayet mutlu ve keyifliydi.. Hatta karnesinde okuldaki en mutlu gününü doğum günü olarak yaz-dır-mış..

Tabi aile geleneği olarak tek kutlama asla yetmediğinden.. Haftasonu da dayı, arkadaş vs ile miki kutlaması yaptık.. Arkadaşları ile oynadı eğlendi, yine pardiva butikin eseri olan mikili pastanın cıkcığını çıkardılar (4 yaşta artık pasta -mecburen- serbest.. Yine güzel bir gün geçirdik..

Ulaş'ın 4 yaşında olması ile evin içinde bir anda minyatür bir ergen dolaşır oldu.. Bu işte bir yanlışlık var yavhu.. Terrible olan two değil miydi? Her geçen gün terriblelık seviyesi artıyor.. Şimdi de ben 4 yaşındayım, ben büyüdüm, bebek değilim, ben yapabilirim, ben alırım, ben giderim.. hatta ve hatta ben istediğimi yapabilirim şeklinde özgüvenin tavan yaptığı cümleler çıkıyor mercimek ağacının ağzından.. (evet ben istediğim her şeyi yapabilirim dedi sonunda, öhöm karşılığında aldığı bakış ve emin misin soruları üzerine aklına evdeki kurallar geldi ama :))

Özgüven cidden patladı.. Hiçbir zaman çekingen, korkak, sessiz bir çocuk olmamıştı ama bu kadarı beni endişelendiriyor açıkçası.. Parktayız, kendi kendine oynuyor.. Tırmanıyor, kayıyor falan.. Ben de uzaktan izliyorum kendisini.. Biraz sonra geldi 1 lira istedi elektrikli oyuncaklara binmek için (1 tane hakkı oluyor genelde-bozuk varsa :) verdim.. Gitti attı, para aşağı düştü bir daha attı, yine düştü.. Kalktı gitti mekanın içine girdi (bu arada aramızda epey bir mesafe var ve bana bakmıyor bile) İçerde ilgiliyi buldu, aldı getirdi, sorununu çözdürdü ve oyuncağa bindi.. Velakin benim endişe balonlarım kulaklarımın dibinde uçmaya başladı.. Ulan zirzop sen daha 4 yaşındasın, gel önce benden yardım iste.. Ne işin var bilmediğin mekanın içinde.. Bu sorun çözücü ve rahat hali hoşuma gitse de riski arttırdığı için geriyor açıkçası..

Bİr gün yine bir mekandayız, dışarda oturuyoruz, bizimki bahçede takılıyor.. Yedik içtik falan, yeşil elma var masada bayıldı bizim meyva canavarı tabi.. Bitince yenisini istedi.. Biz garson bakınıyoruz bizimki kalk içeri git elinde bir tabak dilimlenmiş elmayla gel.. Sorgu sual, izin falan yok..

Bu her yerde yaptığı iş.. İstediği bir şey mi var.. İlgili kimse ondan ister.. Hiiiiç bizim ilgili aramamızı sormamızı falan beklemez.. Sandalye mi eksik, döner yan masada oturanlara sorar "boş mu?" yav yanında yetişkin var, alooo...

En son dananın kuyruğunun kopuşu taksi bakınırken oldu, Önder kaldırımın aşağında taksi yokluyor, biz de kaldırımda durduk Ulaş tospiği ile ki kendisi yola falan atlamasın.. Şansımıza da taksiler hip dolu.. Bizim tospik kendi kendi oyun oynuyor hopluyor zıplıyor ama sıkıldı ve taksilere bakınıyor.. Uzaktan bir taksi gördü, yanımdan fırladığı gibi önüne dur dur diye bağırıyor bir de.. Sinirden, korkudan aklım kulaklarımdan çıktı valla.. Taksi bulmak onun işi sanki yaa.

İşte böyle bizim 4 yaşındaki mercimek ağacı kendini çınar sanmaya başladı.. Ukalalık diz boyu.. Hiçbir lafın altında kalmıyor, Sürekli konuşuyor ve hareket ediyor.. Bazen ona bakarken ve dinlerken yoruluyorum..

Her gün her gün daha çok korkuyor.. daha çok gururlanıyorum.. İyi doğurdum beaa.. Çok da eğleniyoruz zira :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...