bir sürü haller içinde...

23 Ocak 2019 Çarşamba

san-ki

Kitap okumak çok eski bir müptelalık benim için. Özellikle ortaokul yıllarım şehir kütüphanesinde kitap bırakmadığımız, derste sıra altlarında okuduğumuz dönemlerdi. Ha keza lise de öyle.. Üniversite ve sonrası da farklı değildi. Sıra altları yerini çimenlere, kantinlere, otobüslere, metrobüslere bıraktı belki ama kitap okuyamadığım bir dönem  olmadı.

Ancak şöyle bir durum var ki bazı kitapları okuduğumu zannettiğimi fark ettim bir süre önce. Aslında bazı filmler için de aynı şey söz konusu.

Haklarında o kadar çok konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor ki ve ben onları öyle iyi biliyorum ki, geçmişte okuduğum ve hayal-meyal hatırladığım bir kitaptan-ya da filmden- farklı değil. Okudum diyorum gayri ihtiyari. Hatta sohbete bile katılıyorum.

Mesela suç ve ceza okumadım, okuyamadım. Defalarca denediğim için okumadığımı biliyorum. Ama Raskolnikov çok da yabancı biri değil bana.. Bu okuyamadığımı deklare ettiğim için okumadığımı bildiğim bir örnek. Ama bazıları var ki.. Kafka mesela.. Dönüşümü okudum kesin (?) ama şato, dava.. Haklarında her şeyi her fikri, değerlendirmeyi bildiğiniz bir eser size nasıl da yakın dimi? İşte ben de öyle sanıyordum. San-ki.. oku-muşum gibi..

Ulaş'la kütüphaneye gittiğimiz de o çocuk kitaplarının rafları arasında kendini kaybetmiş, saralım mı şimdi mi yiyelim kararı veremezken ben de istediğim kitapları bulamayıp, dolanıyordum raflar arasında ve onu gördüm. ŞATO!!! Ben bunu okumadım diye bir gonk çaldı beynimde görünce ve aldım.. Şimdi onu okuyor ve düşünüyorum. Oysa ki ne kolay kendini kandırmak, nasıl da aptal bir makine insan dediğin... DİMİ??

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...